Bu kadar karamsar bir başlık ile okuyucunun karşısına çıkmak istemezdim. Daha umut dolu bir başlık atmayı ok isterdim ama ne yazık ki Korona Virüs’ün kişisel tedbirlerle kontrol altına alınacağı en son yerlerden birisi ne yazık ki Türkiye’dir. Korona Virüs’le mücadelede ne yaparak yapalım bir türlü vakaları kontrol altına alamıyoruz. 1 aydır kısıtlamalar uygulanıyor, 2 hafta geride kaldı hafta sonu kısıtlamasında, bir çok işyeri kapandı veya müşteri kabul etmiyor. Ama tüm bunlara rağmen vaka artışını kontrol altına alamadık bir türlü. Vaka sayısı halen daha 30 bin civarında seyretmeye devam ediyor.
*
Pandemi bizde aşı gelmeden zor biter, çünkü kişisel tedbirlere yeterince uymuyoruz. Millet olarak özeleştiri yapmalıyız. Nasıl bu kadar gamsız, duyarsız hale geldik? Hafta sonu ülke genelinde sokağa çıkmağa yasağı var ama biz yine de çıkıyoruz. Her sokakta kümelenen insanları görmek mümkün. Caddeye çıkmayan halkımız bu kez sokaklarda buluşuyor. Zannedersin bizde sokağa çıkmamak yasak. Her hafta binlerce kişiye yasağı ihlal etmekten ceza kesiliyor. Üstelik bunlar ana caddelerde tespit edilen kişiler. Askeri yönetim gibi sokağa çıkma yasağı olsa ve her sokakta bir bekçi-polis-asker olsa bu cezalar daha da artar. Tüm kısıtlamalara rağmen sokağa çıkmayan halkımız, yakın komşusuna ziyarete gidiyor. Hal böyle olunca bu virüs yayılmasında ne yapsın? Kısıtlamalara uymak için illa askeri sıkı yönetim gibi her sokak başına asker mi dikilsin istiyoruz. İnsanları sıkmıyorlar diye bu kadar suiistimal doğru değil.
*
Sokağa çıkma yasağını delmek için yeni formüllerden birisi de hastane randevuları. Sırf yasaktan muaf olmak için sorumsuz kişilerin hafta sonu hastanelerden randevu aldıklarını, üstelik bu randevuya gitmediklerini görüyoruz. Bu kadar şark kurnazlığı zannedersem bize özgü bir durum. Polis nereye gittiğini sorduğunda randevum var diyerek işin içinden sıyrılıyorlar. Hafta içi kısıtlama da ise halen daha yasaktan haberdar olmadığını ileri sürenleri görünce pes artık diyoruz.
*
Evlerde yapılan partiler, doğum günü kutlamaları, günler, taziye ziyaretleri, geçmiş olsun ziyaretleri tedbirlerin ihlal edildiğinin en güzel göstergesi. Bakıyorsunuz polis maske takmadığı için caddelerde uyardığı kişilerin artistvari tavırlarına tanıklık ediyoruz. Hayvanı bile uyardığın zaman seni dinliyor ve iç güdüsel olarak yapmaması gereken bir davranış olduğunu anlıyor. Ama bizimkilere uyardığın zaman onun ve toplumun sağlığı için mücadele eden güvenlik güçlerine diklenmeler her gün TV’lerin gündemini meşgul ediyor. Biz böyle bir toplum olursak, bu kadar vurdumduymaz davranırsak bu vakalar nasıl kontrol altına alınsın ki? Bir kişinin 5 kişiye bulaştırma kapasitesi olduğunu düşündüğümüzde, her gün 30 bin civarında olan vaka sayısını 5’le çarparak halimizi çok net görebiliriz.
*
Bilim insanları en iyi çözümün 14-21 gün tam kapanma olduğunu ifade ediyor. Evet bizce de en iyi çözüm bu. İki üç hafta tam kapanma ile virüs yayılacak alan bulamaz, tedavisi sürenlerin işlemleri tamamlanır. Ama bu dediğimiz de tedbirlere sıkı sıkıya uyan toplumlarda gerçekleşir. Komşu ziyaretleri sürdükçe, maske takmadıkça, parti vermeye devam ettikçe, kişisel tedbirlere uymayıp, türlü bahanelerle sokağa çıkma yasağını ihlal ettikçe, bizde 14 gün değil ay da tam kapanma uygulasan başarılı olamazsın. Sadece rakamlar aşağı düşer ama asla pandemi bitmez.
*
Peki aşı çare olacak mı? Bilimsel olarak baktığınız zaman maske-mesafe ve temizlikten sonra en büyük koz aşı.. Dört gözle aşı uygulamasının başlamasını bekliyoruz. Ama bu konuda bile sayın halkımız ne yazık ki Bilim adamı kesilmiş durumda. Bu yüzyılda bile aşı karşıtlarını görmek gerçekten skandal. Ekseriyetle insanlar aşı olacağını söylüyor, ama aşıya karşı çıkanlar hiç de az değil. Bu konuda bile uzman kesilen sayın halkımız, Çin’den gelen aşıya güvenmiyormuş. Zannedersin aşıyı laboratuvarda kendisi test etmiş, geleneksel yöntemle yapılan aşıya karşı çıkıyor. Bunun okumuşu cahili de yok üstelik. Sayın halkım, korona virüs bitsin istiyorsan, kendini ve sevdiklerini korumak istiyorsan aşıya mecbursun. Bırakın bilim insanları kendi işlerini yapsın, biz de tedbirlere riayet edelim. Aksi halde 3.dünya ülkelerinde bile bu virüs biter, bu kadar vurdumduymaz hale gelen bizde bitmez. Gelin daha vakaların ilk başladığı 50-100 olan günlerde nasıl tedirginsek ve nasıl dikkat ediyorsak, yine aynı şekilde davranalım. Zira bu iş artık çığrından çıktı.