Türkiye’de ana haber bültenleri ve televizyonculuk her geçen gün kalitesini ne yazık ki daha da çok kaybediyor. Hele ki seçim takviminin başlamasıyla birlikte TV kanallarının birer iyice siyasallaştığını ve propaganda aracı olduğunu görüyoruz. Ne A Haber’in yaptığı habercilik ne Halk TV’nin yaptığı habercilik. Ne A Haber ve türevlerinin yaptığı işe bağımsız medya anlayışı denilebilir ne de Halk TV ve türevlerinin yaptığına denilebilir.
Türkiye’de Ana haber bültenlerinin en kaliteli olduğu dönemler Mehmet Ali Birand ve Ali kırca gibi isimlerin izleyicinin karşısında olduğu günlerdi. Birand ne yazık ki bugün hayatta değil, Ali Kırca da emekli oldu. Ali bey çok fazla medyamızda derin bir etki bırakmasa da Birand, Türkiye’de haberciliğin mihenk taşıydı.
Bugün medyamızın halini görseydi eğer, Birand inanın bunların yüzüne tükürürdü. Çünkü o gazeteciliğe ve ana haber bültenlerine gerçekten bir kalite getirmişti. Hele son olarak ABD menşeli Fox TV’de Gülbin Tosun denilen sözde ana haber sunucusunun yaptığı son iş gerçekten haddi fazlasıyla aştı. Gülbin denilen kişi, yaptığı işin haber sunmak olduğunu unutarak, adeta bir parti sözcüsü gibi davranarak vatandaşlara Cumhur İttifakı’na oy vermemelerini istedi.
Gülbin, sivil hayatında tüm tanıdıklarından bir partiye oy verilmemesini isteyebilir. Gülbin sivil hayatında bir görüşü kötüleyip bir diğerini yüceltebilir bunda bir sakınca yok. Gülbin bir tartışma programında da bunu yapabilir. Nitekim her görüşün temsilcileri zaten yapıyor bunu. Ancak, Gülbin ana haber bülteninde böyle bir şey yapamaz. Bunu yapan kişilik 16 maddelik basın ahlak yasasından haberi yoktur demektir. Gülbin’in bu yaptığının hep kötüledikleri A haber’den ne farkı var. Onlar yapınca yandaş, Gülbin yapınca tarafsız özgür medya mı oluyor?
Ne demişti Gülbin hatırlayalım: “"Neden kadınların seçimi olmalı ve neden daha çok hemcinslerime sesleniyorum onu anlatayım. Son katılımlarda aşırı sağ hale gelen Cumhur İttifakı zihniyeti sizden okumanızı istemiyor, çalışmanızı istemiyor...Bizzat Cumhurbaşkanı kadının görevinin çocuk doğurmak olduğu anlayışını Mehmet aAi Çelebi ve eşinin üzerinden yaptığı uyarı ile ortaya koymuştu. Okuma, dolayısıyla çalışma, çocuk yap, evde otur, ayrılabilirsen nafaka da alma, öyle çaresiz kal ki şiddete karşı bile laf edeme...Kadına reva görülen, Türkiye'nin ikinci yüzyılında bu mu oldu şimdi. Hani kadının adı bile AK Parti'den önce yoktu?"
Şimdi soruyorum bu zata…Sen Ana Haber sunucusu musun, yoksa siyasi partisi sözcüsü müsün? Sen gazeteci misin yoksa tetikçi misin? Bu ne aymazlıktır? Gerçekten medyanın bu rezil hali daha nasıl anlatılabilir? Yok böyle habercilik, yok böyle gazetecilik…Git bir gazetede köşede yaz, siyasi görüşünü dile getir. Ancak ana haber bülteninde sen parti sözcüsü gibi konuşamazsın. Yahu bu ülke 28 Şubat zulmü yaşadı. Başörtülü kızlar üniversiteye gidemedi, başörtülü memur olma 2012 yılında kazandırıldı. Devlet dairesinde kızlar çalışamıyordu, analar askeri alanlardan kovuluyordu. Bunu yapan da senin zihniyetindi Gülbin, ne anlatıyorsun sen?...
İktidarın bir çok uygulamasını bu köşeden bizlerde eleştirdik. Gidin bakın arşive, onlarca eleştiri yazım mevcuttur. Ancak konu çarpıtma olursa orada dur. Beğen ya da beğenme AK Parti döneminde kadın istihdamının arttığı, bu dönem kadın üniversite mezunu sayısının arttığı, kadınların aktif siyasette daha çok rol aldığı belgeli gerçeklerdir. Eyy Gülbin, 20 sene önce TV ekranları erkek egemen iken bugün kadın sunucuların daha fazla olduğundan da mı haberin yok? Pes doğrusu, bu kadar insanları irrite eden bir kadına TV ekranını teslim edenlere de yazıklar olsun…