2002 yılından buyana yapılan seçimlerde seçmenin desteğini alarak ülkemizi yöneten AKP iktidarında göreve gelen her Milli Eğitim Bakanı ayrı bir eğitim politikası uyguladı ve gerek öğrenciler gerekse veliler bu sistemler nedeniyle bir çok alanlarda itirazlarını dile getirdiler getirmeye de devam ediyorlar.

Günümüzün Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin 11 Eylül’de başlayan 2023-2024 eğitim öğretim dönemi öncesinde yine bazı değişiklikler yaptı.

Sınıf tekrarının gelmesi, ilkokulda sınavın kalkması, devamsızlıktan sınıfta kalma, sınıflarda cep telefonunun kullanılmaması gibi öne çıkan kararlar alındı.

Bu kararlar kimine göre doğrudur kimine göre hatalıdır tartışılır.

Yukarıda belirttiğim gibi her bakanın kendi doğrularını uygulamasına alıştığımız için bu kararlaraşaşırmadık.

Ancak,

Ülkemizde ve Kocaeli’de tartışılanve gündemde yer alan ÇEDES projesine sağ duyulu ve geleceğimizi düşünen STK’lar tepkilerini yükselti ve yükseltmeye devam ediyor.

Tepki gösterenlere göre ÇEDES projesi ne anlama geliyor?

Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında imzalanan “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum" (ÇEDES) projesiyle imam, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve Kur'an kursu hocalarının okullarda "Manevi Danışman" olarak okullarda görevlendirilerek öğretici olarak eğitim vermeleriyle Laikliğin tehlike altında olduğu öngörülüyor.

Kocaeli’de, bazı illerde ve İzmir’de ÇEDES projesine karşı olanlar yaptıkları açıklamalarda,

“Dini ve manevi değerleri merkeze alan ÇEDES Projesi, laik-bilimsel eğitim anlayışına ve pedagoji bilimine aykırı bir içerikte hazırlanmıştır. ÇEDES ile vaiz, imam hatip ve Kur’an kursu öğreticilerinin, İlahiyat Fakültesi mezunlarının eğitim kurumu olan okullarda ‘manevi danışman’ olarak görev yapmalarının önü açılmış, başta İzmir ve Eskişehir başta olmak üzere, çeşitli illerde görevlendirmeler yapılmıştır.

ÇEDES projesi ile İzmir’de 842 okulda eğitim alanında da ‘manevi danışman’ ve çeşitli din görevlileri için dini telkin ve dinsel etkinlik alanı oluşturulmuştur. İlimiz Kocaeli’de de İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve ilçe Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından okullara gönderilen yazılarla ÇEDES protokolünün “gereğinin yapılması” istenmektedir.Kocaeli’de ÇEDES projesi ile çocuklarımız ve gençlerimiz dini eğitime mahkum edilmek istenmektedir” ifadeleri yer aldı.

Bu tartışmalar devam ederken,

Millî Eğitim Bakanlığı öncelikli gündeminde öğrencilerin okul masrafları ve beslenme sorunları olması gerekirken sessizliğini koruyor.

Okullarda çocuklara bir öğün bedava yemek vermek için çalışma yapmayan var olan yemeği “Deprem Bölgesi”yle sınırlandırması onu da tam uygulamaması tepki çekmeye devam ediyor.

Değerli okurlar,

Öncelikle şunun altını net olarak çizmek istiyorum.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile arkadaşlarının bedel ödeyerek kurduğu ve bize emanet ettiği Demokratik Laik Sosyal Hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyeti sonsuza dek yaşayacaktır.

Geçmişte olduğu gibi bugünde yarında gelecekte de “LAİKLİĞE” karşı olanlar olacaktır. Bunlar başarılı olmamışlardır bundan sonra da başarılı olamayacaklardır.

Bu gerçekten yola çıktığımızda da kısa adı ÇEDES olan “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum" projesinin uygulanmasındaki öğreticilerinin imam, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve Kur'an kursu hocalarının okullarda "Manevi Danışman" olarak görevlendirilmesini kabul etmemiz söz konusu olmamalı…