Memleketin neresi düzgün ki futbolunda işler güzel gitsin. Konuya direkt bu şekilde girmek istemezdim ama, devenin boynu misali ne yazık ki güzel ülkemde her şeyin güllük gülistanlık olduğu bir alan yok. Futbolu çok seven birisiyim, her ne kadar köşe yazılarımda güncel konulara değinsem de, futbolumuzda yaşananlara da sessiz kalmak istemiyorum.
Malum geçtiğimiz günlerde TFF, Sivasspor-Galatasaray ve Gaziantep FK-Beşiktaş maçının VAR kayıtlarını açıkladı. Futbolda hataları minimuma indirmek için getirilen VAR sisteminin sağlıklı kullanılmadığına, nasıl kötüye araç edildiğinin en güzel göstergesi oldu aslında bu kayıtlar. Ve yine bu kayıtlar, Türkiye’de hakemlerin futbolu bilmediğinin en açık göstergesi oldu. Tartışmalı hakem kararlarını yorumlamak benim işim değil. Ancak bu ülkede futbolun neden gelişmediğini, Edirne’den ötede neden başarılı olmadığımızı yorumlamak bir gazeteci olarak ebetteki bizim işimizdir.
Bizim gibi ülkeler ancak annemizin liginde birbirimizi yer, buradaki saha sonuçlarıyla avunuruz. Çünkü bizde sistem yok, bizde adalet yok, bizde liyakat yok. Torpille gelen hakem ve gözlemciler, akrabalar sistemi zamanla Türk futbolunu yedi ve bitirdi. Kulüplerin kötü idare edilmesi, ekonomik kaos da bunların tuzu biberi oldu. Ne bu ülkede spor yöneticiliğinin bilen kişiler görev başında, ne de futbolun içinden gelen isimler etkin konumda.
Torpille yükselişler, liyakatsiz atamalar, para ve güç sahiplerinin futbolu yönetmesi Türkiye’yi üçüncü sınıf konumuna düşürdü. Bir bakıyorsunuz büyük kulüp dediklerimize, Fenerbahçe’ye sorsan onlardan başka herkes haksız galibiyetler alıyor ama kendilerine yapılan kıyakları görmezden geliyor. Galatasaray diyorsun adalet diye ağlıyor, ligi bitirtmeyiz diyor, başındaki Teknik direktörü her maçtan sonra bir bahaneyle ağlayıp zırvalıyor. Beşiktaş diyorsun ikisine sağlanan kıyaklardan muzdarip ve bir çıkış bir inişle düzgün bir konuma ulaşamadı. Trabzonspor diyorsun, geçtiğimiz yıl efsane bir şampiyonluk yaşıyor ama her güçlü döneminde olduğu gibi yine kadrosunu koruyamıyor adeta lige yeni yükselmiş bir takım gibi bir dünya transfere para harcayıp karşılığını alamıyor.
Maçları yöneten hakemler futbolu bilmiyor, idareciler paralarının verdiği güçle yöneticilik yapıyor. Ondan sonra da Avrupa’ya gidince her takımımız kusura bakmayın ama tokadı yiyip dönüyor kendi evine. Kulüplerin borçları dünyayı aşmış durumda. Menajerlere yapılan kıyaklar, yeteneksiz oyunlara verilen milyonlarca Eurolar… Böyle bir ülkenin futbol ikliminde başarı nasıl beklenir? Hiçbir anlamda zirvede olamayan bir ülke de futbolda da başarısızlık tabi sonuçtur.
Artık bu ülkede her anlamda ciddi bir devrim yapılmalıdır. Futbolda da devrim sil baştan olmalıdır. Kulüplerden federasyonlara, hakemlerden idarecilere kadar Türk futbolunun baştan sona yenilenmesi elzemdir. Aksi halde Türkiye’de futbol üzerinden kaos çıkarmak isteyenler planlarını adım adım uyguluyorlar.