Türkiye’nin yerli otomobil hikayesi, yarım asrı geçen bir zaman zarfına dayanır. 2022 yılına geldiğimizi düşünüp, Cumhuriyetin 100.yılına giden yola girdiğimize baktığımızda yerli otomobil konusunda çok geç bile kaldık. Otomobilin ortaya çıkışının 200 yıla dayandığını hatırımızda tutarsak, Türkiye gibi bir ülkenin bu zamana kadar kendi otomobilini üretememesi gerçekten büyük bir ayıptı.
60 yıl önce Devrim Otomobili girişimi, ne yazık ki itibar suikastına uğradı. O zamanlar genç bir mühendis olan Merhum Erbakan ve arkadaşlarının bu girişimi itibar suikastıyla hayal kırıklığına uğrarken, devrimle beraber kurulan bir çok Alman otomobil firması, bugün sektörde zirveye oynayıp, dünya devi oldular. O gün devrim araçlarına sahip çıkılsaydı, Türkiye otomotiv konusunda dünyanın sayılı ülkelerinden birisi olurdu.
Türkiye için otomobil üretmek çok zor değildi aslına bakarsanız. Daha Gazi Mustafa kemal’in sağlığında, üstelik savaştan çıktığımız halde uçak fabrikalarımız vardı ve otomobil üretmek on8un yanında hiçbir şeydi. Ancak yarım asır önce bu hayal gerçekleşemedi.
TOFAŞ adıyla kurulan otomobil farkımız Türk-İtalyan ortaklığında Şahin-Kartal-Doğan-Serçe gibi kuş serisi olarak bilinen otomobiller ürettiler. Ancak gerek donanım, gerekse geliştirilemeyen teknolojileriyle bu araçlar hiçbir zaman yerli statüsü kazanamadı. Yine 30-40 yıl önce üretilen ve samandan yapılan kasalarıyla dalga konusu olan Anadol da bu ihtiyacı karşılayamadı.
Fikri Işık’ın Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı döneminde yerli otomobil için ciddi bir hamle başlatıldı. Ancak bu dönemde de dağ fare doğurdu. Yerli otomobil dediğimiz, milyonlarca Euro harcadığımız araç İsveçli bir otomobil firmasının patentinin alınmasıyla yerlilikten çok uzak çıktı, çok büyük eleştiriler aldı, bugün yollarda olması beklenen araç hayal kırıklığıyla asfalta değemeden, daha deposuna yakıt koyamadan rafa kaldırıldı.
Bu araca Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Hükümet çok önem veriyordu, ancak buradaki başarısızlık Fikri beyin Bakanlığına mal oldu. Sonunda 5 babayiğit bir araya gelsin denilerek, Gebze’de düzenlenen törenle Türkiye’nin otomobili adıyla TOGG için çalışmalar başladı.
Türünde örnek bir araç olan TOGG’un yarın fabrikasının açılışı gerçekleştirilecek. Bu tören için muhalefet liderlerinden muhalif gazetecilere kadar bir çok kişi davet edildi. Katılacaklar olanlar, katılmayanlar günlerdir tartışılıyor. Gerçi TOGG da tartışmaların içerisinde doğdu. Aracın donanımında ithal malzemelerin kullanılması neresi milli sorusunu akılarla getirdi. Bu tartışmalar başka bir konu ancak, bugün Kemal beyin de Meral hanımında sonuç ne olursa olsun o törende olması gerekirdi.
Türkiye’nin bir eserinin açılışına katılmamak şık bir davranış olmadı. Kısa süre içinde TOGG yollarda olacak. Ancak hemen hızlı bir şekilde TOGG için yedek parça üretimi, servislerin açılması, şarj istasyonlarının kurulması, bayiliklerin verilmesi gerekir. Bunun alt yapısı eğer bugünden oluşturulmazsa, ne yazık ki TOGG sakat bir çocuk olarak doğar. Aracın ihtiyacını karşılayacak her tedarik eğer piyasada olmazsa, ne yazık ki asrın hayal kırıklarından birisini yaşarız.
Bu minvalde bir an evvel harekete geçerek bu heyecanı bu şekilde yaşamalıyız. TOGG ülkemize, hayırlı olsun, dilerim Türkiye’nin teknoloji atılımında TOGG emsal bir yer edinir.