“İYİ Parti bir kıskaca alınmış, bir dayatmaya mecbur bırakılmıştır”
“Ölümle sıtma arasında bir tercihe zorlanmıştır. Elbette buna boyun eğmeyecektir.”
“Şahsi hırslar Türkiye’ye tercih edildi. Kişisel ajandalar uğruna mübah sayılan kuyruklu yalanlar, milletin kazandığı büyük bir hakikate tercih edilmiştir. “
“Küçük hesaplar,”
“Altılı Masa artık millet iradesini kararlarına yansıtma kabiliyetini kaybetmiştir.”
“Noter masası”
“Kumar masası”
Bu sözleri söyledi ve devirdiği masaya bir ara formül uydurmasıyla geri döndü. Merhum Demirel ne güzel söylemişti o vecih sözünde; “Dün dündür, bugün bugündür.” Yine aynı Demirel, “Siyasette 24 saat çok uzun bir süre” diyerek Türk siyasetinde bugün değişen hiçbir şeyin olmadığını gözler önüne sermişti vakti zamanında.
Bir yandan masadan kalkıp trip atarak, ağzınıza geleni sayacaksınız, bir yandan bu laflarınızı yiyerek o masaya geri döneceksiniz. Kalkıp çıkarken masaya demediğiniz kalmayacak, sonrada hiçbir şey olmamış gibi o masaya geri oturacaksınız. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.
Dünden bugüne ne değişti de ağzınıza geleni saydığınız masaya oturdunuz. Aday yine aynı aday, dayatmaysa yine dayatma. Neymiş İmamoğlu ve Yavaş Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacakmış. Yahu bu millet Cumhurbaşkanı seçecek kendisine part time Başkan yardımcısı seçmeyecek. O halde ne değişti de Kemal bey bir an da kazanacak aday oldu.
Bu olay Türk siyasi tarihinde hiçbir zaman unutulmayacak. Türkiye’yi halen daha 90’ların Türkiyesi zannedenler, bu seçimde halkın çok ağır dersiyle karşı karşıya kalacaktır. Geri döndüğünüz masanın adayının açıklandığı sırada suratınız 5 karış olacak, sonra da sahaya çıkıp bu millette umut vaat edeceksiniz.
Bu saatten sonra Meral Hanım dönse de fark etmez dönmese de. Millet İttifakı için seçim liderlerin eliyle kaybedilmiştir. Bakmayın siz zafer naraları atanlara, bu masanın tek kazananı Kemal beydir. Ancak bu süreç, Meral hanıma da, Kemal Beye de, İttifaka da oy kaybettirecektir.
Devlet yönetimi trip atarak olmaz. Devlet yönetimi, “Küstüm ben oynamıyorum, vazgeçtim varım” diyerek de olmaz. Bu millette güven sorununa yol açtınız. Bu millet bu masaya nasıl güvenecek bu sözlerden sonra, bu tiyatrodan sonra. Neymiş, ülke ve memleket olarak geri dönmüşler. Hayır efendim, ne kadar oy kaybedeceğinizi gördünüz de geri adım attınız.
Siyasette insan ilkeli olacak, lafını yutmayacak, kararlarının arkasında duracak. Bir iş yapmadan önce çok düşünecek, yaptığında da sonucuna razı olacak. Kurtlar Vadisi Pusu dizisinde Abdülhey Çoban, “Zararın neresinden dönülürse kâr” dediğinde, Polat Alemdar da ona “Neresinden dönersen dön, dönek derler” demişti. Evet bu saatten sonra sözünden dönmek bu şekilde anılacaktır.
Şimdi buradan sormak istiyorum, Meral hanım siz noter masasına mı geri dönünüz, kumar masasına mı? Siz ölümü görüp sıtmaya razı mı oldunuz? Küçük hesaplar için ilkelerinizden vaz mı geçtiniz? Dayatmaya maruz mu kaldınız, yoksa 3 gün önce millet iradesini yansıtmayan altılı masanın bir anda bu kabiliyete ulaştığına mı inandınız? Lütfen bana kızmayın, bunlar onun sözleriydi ve ben de kendi sözleri üzerinden gerçekleri öğrenmek istiyorum. Bunlar kamuoyuna açık net ilan edilmediği sürece üzerinizde hiçbir zaman o güven zırhı olmayacak. Ve tarih bu süreci hiçbir zaman unutmayacak.