Hafta sonu milyonlarca Üniversite adayı, geleceğini belirleyecek olan YKS için ter döktü. Sabahın erken saatlerinden itibaren sınava girecekleri okullara giden adaylar, emeklerinin karşılığını almak için kendilerine verilen kısıtlı sürede hazırlanan sorulara yanıt vererek Üniversite kapısını çaldı.
16 yıl önce bu heyecanı yaşamış birisi ve bir öğretmen eşi olarak sınava girenlerin duygularını çok iyi anlıyorum. Kimisi sadece bir yıllık hazırlık sürecinin karşılığını, kimisi ise uzun yılların karşılığını almak ve geleceğini tayin etmek için Üniversite sınavında ter döktü. Kimisi umutsuz, kimisi boşvermiş ve hedefsizdi. Adaylar değişti, sistem değişti, kurallar değişti ama değişmeyen tek bir şey her zaman yerini korudu.
Her sınavda olduğu gibi hafta sonu yapılan YKS’de de yüzlerce adayın birkaç dakikayla sınavı kaçırdığına ve sınav salonuna alınmadığına şahitlik ettik. Kapılar yüzlerine kapanan bu insanların ne göz yaşları ne feryatları kendilerini salona aldırmaya yetmedi. Oysa ne umutları vardı, oysa günlerce, aylarca emek vermişlerdi.
Üstelik sınava geç kaldıkları ifade edilen süre aslında sınav başlamasından 15 dakika önceki süredir. Bakın bu konu artık gerçekten yürek sızlatmaya başladı. Ben bu ülkede yaşayan ve bu mesleği yapan birisi olan sınav salonuna yalnızca birkaç dakika geç kaldığı için ağlayan öğrencileri ve ailelerini görünce vicdanım sızlıyor.
Senelerin emeğini yalnızca birkaç dakika yüzünden yok saymak adalet değil, hakkaniyet değil. Kimse o sınava keyfi sebeple geç kalmaz. Hele ki söz konusu olan bir iki dakikaysa. İstediğin kadar erken kalk, ya trafikte bir takılma oluyor, ya evrakını heyecandan bulamıyorsun, yahu insanlık hali 5 dakika fazladan uyuya kalmış da olabilirsin. Birkaç dakika için öğrenciyi ve ailesini feryat figan içerisinde ağlatmak, kapıda dilenci durumuna düşürmek insanlığa sığar mı?
Milli Eğitim Bakanlığı ve ÖSYM bu işe artık çözüm bulmalı. O geri çevrilen adaylarını bir çocuğunu okutabilmek için aileleri dişinden tırnağından artırıp, yemeden içmeden kesiyor. Hiç değilse bu ailelere saygınız olsun. Sınava ger öğrenciden iletişimi sağlayacak her türlü materyal alınıyor, dolayısıyla geç kalanın, hele ki bir iki dakikalık süre içerisinde soruları temin etmesi mümkün değil. Bunu yapan FETO’cuları önce bir memuriyetten atın da sonra dışarıda kalanları düşünün derim.
Aday geç kaldıysa kendi süresinden gitmiştir, o halde bırakın kaçta gelirse gelsin girsin sınavına yapabildiğini yapsın. Veyahut buna bir makul süre izni verelim, birkaç dakikayla sınavı kaçıranı mağdur etmeyin. Ya da bir hafta sonra telafi sınavı yapılsın. Bir kere de bu ülkede hukuk, adalet, hakkaniyet mağdurdan yana çalışsın olmaz mı?