Bu ülkede bir siyasi görüşün karşısındaki düşünceye mensupsanız eğer, hep bir düşman sıfatıyla anılırsınız. Batıda çok fazla olmayan bu anlayış, bizim ülkemizde neden bu şekilde yaygındır anlamak güç. Örneğin solcuysanız eğer, karşı taraftan din düşmanı, komünist olarak yaftalanırsınız. Eğer sağ görüşteyseniz karşı taraftan faşist, yobaz olarak anılır, mufazakarsanız bu kez Atatürk düşmanı, gerici olarak anılırsınız.
Doğu toplumlarında nedense böyle bir anlayış hakim… Bu ülkede ya devlet düşmanısınız, ya Atatürk düşmanısınız, ya din düşmanısınız, ya emek düşmanısınız. Yahu bu ülkede düşman sıfatı vermek ne kadar kolay…Ne yani bir görüşe mensup değilsiniz diye onun düşmanı olmak mı zorundasınız? Değil arkadaş değil, kimse bu ülkede siyasi görüşten dolayı düşman değil. Apaçık bir şekilde kendini karşıt fikrin düşmanı olarak ilan ediyorsanız, düşmanca fiiller içindeyseniz amenna. Ama ne solcusunuz diye din düşmanısınız, ne sağcısınız diye emek düşmanısınız, ne muhafazakarsınız diye Atatürk düşmanısınız, ne de etnik kökeniniz farklı diye devlet düşmanısınız.
Bugün bile hala yaşayan o statükocu zihniyet alışmış bir kere düşman ilan etmeye. Yazdığı sarhoş yazıyı gönderdiler, baktım…Almış eline klavyesini yazmış, Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz ve AK Parti Gebze İlçe Başkanı Recep Kaya’yı Atatürk düşmanı ilan etmiş. Sebep ne diye merak ediyorsun, eften püften kendi hayal dünyasında kurduğu yalanlar. Yalan mühendisliğinde uzman olduğu için yine baltayı taşa vurmuş.
O kadar iler gitmiş ki, kendince düşman cephesi açacak ya hani, bu iki ismin Kurtuluş Savaşı’nda Atatürk’ün karşısında yer alacağını ileri sürecek derecede çıldırmış. Şimdi şöyle bir bakalım, Büyükgöz Erzurumlu ve Recep Kaya da Trabzonlu. Türkiye’nin en milliyetçi iki şehri. Büyükgöz’ün Ataları 1.Dünya Savaşı ve Kurtuluş Mücadelesi’nde, yalan mühendisinin ataları olan Ermeni çetelerine karşı milli mücadelede olup, Doğu Cephesi’nde Kazım Karabekir Paşa idaresinde Ruslar ve Ermeniler püskürtülmüştür. Recep Kaya’nın da ataları yine Karadenizde işgal faaliyetleri yürüten Pontus Rum, Harşit nehrine kadar ilerleyen Rus askeri ve çetelerle vatanı bölmeye çalışan Ermenilere karşı kurtuluş mücadelesi veriyordu. Bu mücadelelerde Mareşal Fevzi Çakmak, Milis Yarbay Topal Osman, Binbaşı Hüseyin Avni Alparslan gibi Gazi Mustafa Kemal’in silah arkadaşları Karadenizdeki mücadelenin başında bulunuyordu.
Göründüğü gibi tarihe bakıldığı zaman Büyükgöz ve Kaya’nın ataları kurtuluş mücadelesinde Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarıyla hareket ederken, karşı tarafta olsa olsa onlara bu yaftalamayı yapan sözde yazarın ataları olurdu herhalde. Şimdi soru şu, “İyi de sana mı düştü onları savunmak?” E ne yapayım ben de haksızlık karşısında dayanamıyorum. Bu cumhuriyetle doğup büyüyen, okuyan, meslek sahibi olan ve makamlara gelen insanlara, onların yazabildikleri gazeteleri yok diye haksızlık yapıp yaftalamak kimsenin haddi değildir. Atatürk’ün hayatını sadece 1881’de doğup, 1938’de öldü diye bilenler kimseye Atatürkçülük dersi vermeye kalkmasın. Atatürk karşıtı arıyorsan, bugün onun partisinde siyaset yapan Sezgin Tanrıkulu, Mehmet Bekaroğlu, Veli Ağbaba, Mahmut Tanal gibi isimlere bak…