Oldum olası şaşaalı iftar programlarını sevmiyorum. Hani derler ya “Körler sağırlar, birbirini ağırlar” şeklinde yıllarca bir çok kurum ve STK’nın birbirlerine yönelik lüks iftar programlarına şahitlik ettik. Aynı yüzler aynı simalar, yıllarca aynı forsalarda birbirlerini ağırlayıp, deyim yerindeyse israfın dibine vurdular.
Son birkaç yıldır pandemi nedeniyle bu lüks iftar davetleri neyse ki iptal olmuştu. Bu yılsa iftar davetleri vermeyi düşünen STK ve kurumlara çağrıda bulunmak istiyorum. Şöyle kabaca bir hesap yaptığımızda 100 kişilik bir iftar programının en az 30-50 Bin TL arasında bir maliyete yol açtığı ortada. Bakın uyarıyorum, lütfen ve sakın paranız çoksa bu şatafatlı sofraları kurmak yerine deprem bölgesine yardım elini uzatın.
Sizin için belki 30-50 Bin TL çok bir para olmayabilir. Ancak deprem bölgesinde insanlar yardıma muhtaç durumda ve onlar için bu miktarlar çok değerli. Sizin için bu paralar yok pahasında olabilir ama bu ülkede insanların büyük bir bölümü asgari ücretle yaşamaya çalışıyor ve bu paraları görmüyor. Gelin birbirine dağıtacağınız bu paraları bir fakirin karnını doyurmaya ayırın.
Belediyeler geçmiş yıllarda mahalle iftarları davetleri verirdi. Bunlar yine yapılsın, çünkü bizim bölgemizde de bir iftar yemeğine muhtaç insanlar var. Bu durum farklı bir olay ve ben de destekliyorum. Ayrıca ramazan yardım kumanyaları bölgemizdeki insanlara yine ulaştırılsın. Ancak onun dışında şatafatlı iftar davetlerine karşıyım.
Lüks sofralara harcayacağınız parlarla deprem bölgesinde binlerce insanın karnı doyar. İnsanlar sizin birbirinizi ağırlamanızdan bıkmış durumda. Sizin gösterişli sofralarınızın halk nezdinde hiçbir karşılığı yok. Hiç kimse, şu kurum veya falanca STK çalışıyor demiyor siz iftar programı yapınca aksine bu durum toplumda büyük bir irriteye yol açıyor.
Yenilmeyen onca yemek ve sofra artıkları insanların vicdanlarını sızlatıyor. İşinizi eğer şov ve reklam yapmaksa, yine yapın. Deyin ki deprem bölgesinde 100 fakirin karnını doyurduk, deyin ki bölgemizde 500 insana kumanya ulaştırdık. Bakın böyle bir reklama bile razıyım. Ancak Türkiye’nin bir bölümü barınacak bir evi olmadığı dönemde, çadırlarda yaşadığı, ekmeğe ve suya muhtaç olduğu günlerde paranızı şatafata değil o insanlara harcayın.
Ramazan sadece imsaktan akşama kadar aç ve susuz kalmak değildir. Ramazan tutulan orucun şaşaalı sofralarda tutulan oruçların açılması değildir. Ramazan paylaşmaktır, ramazan yardımlaşmadır. Ramazanın manevi iklimi fakiri, yoksulu görmezden gelip, zengini doyurmak değildir. Ramazan körler sağırlar, birbirini ağırlar değildir. Ramazan yeri geldiğinde peygamber efendimiz gibi bir bardak su birkaç adet hurmayla iftarını yapmaktır. Orucunuz kabul ve makbul olsun ancak birazda garip gurebanın karnı doysun…