“Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîd'i...
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.”
Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy, bu sözlerle özetliyor bizlere Çanakkale Deniz Zaferi’ni…bugün, Çanakkale Destanı’nın 108.yılını kutluyoruz. Tarihte eşi benzeri görülmemiş bu destanı Türk Milleti yokluk içerisinde, kanıyla ve canıyla yazdı. Seyyid Onbaşı, Yahya Çavuş ve tabi ki Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal…Nice Mehmetçikler, Anadolu düşmesin diye, Türk Milleti esarete pranga olmasın diye, İslam dünyası yıkılmasın diye Çanakkale’de haçlılara geçit vermedi.
Evet haçlılar diyoruz, çünkü öyle olmasa ne işi var Avustralya’nın, Yeni Zelanda’nın dünyanın bir ucundan gelerek Çanakkale’de. İngiliz Kralı’nın bir talimatıyla boğaza çıkarma yapan bu Anzakların, kimi Hindu, kimi Yamyam kimi bilmem ne belaların ne işi vardı Çanakkale’de..Bunlar o gün yedikleri tokadı hiçbir zaman unutmadılar. O yüzdendir ki yine Türkiye üzerinde hesaplarına devam ediyorlar. Ancak siz rahat olun, içeride iş birlikçileri olsa da Türk milleti her zaman yokluk içinde dünyaya meydan okumuş ve esarete yenik düşmemiştir.
Türk askeri Çanakkale Zaferi’nin yıl dönümünde, yine bir 18 Mart günü Afrin’de bu haçlı zihniyetini bozguna uğratarak, üstelik tarih boyu kullandığı Hilal taktiğiyle bunu yaparak, ayağına basıldığı zaman neler yapabileceğini bir kez daha göstermiştir. Şimdi mavi vatan da, Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyinde, Orta Doğu’da Türkiye’ye karşı plan yapanlar, içerideki aparatlarını bu uğurda kullananlar şunu bilmelidir ki, biz 1 değil 1000 Çanakkale destanı yazarız ve bağımsızlığımıza kilit vurdurmayız.
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîd'i...
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
"Gömelim gel seni târîhe" desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...
Seni ancak ebediyyetler eder istîâb.
"Bu, taşındır" diyerek Kâ'be'yi diksem başına;
Rûhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;