2023 yılı asgari ücret belirleme toplantıları başladı. Her yıl olduğu gibi bu yılda asgari ücretle geçinen emekçiler olarak, Devletimizi maaş belirlenmesi hususunda uğraştıracağız. Zira bu toplantılarda temsilciler çok yoruluyorlar, derdimizle dertlenip bizim için en iyisini düşünüyorlar. Çalışma Bakanı, sendika temsilcileri, bürokratlar, TÜİK, Maliye Bakanlığı bizim için her yıl olduğu gibi seferber olacaklar.
Asgari ücret konusunda ilgili kişileri bu kadar uğraştırdığımız için özür dileriz. Tabi buraya kadar ifade edilenler konuya ironik bakış açısıydı. Bizi bu düşüncelere sevk edilenler oturup düşünmeliler. Asgari ücretliler, emekliler şu anda gözünü açıklanacak zam miktarına çevirmiş durumdalar. Bu konuda 3-4 senaryo konuşuluyor. Asgari ücretli maaşın artmasını istediği kadar, piyasada da fiyat istikrarı sağlanmasını arzu ediyor. Aksi halde zamlarla yok olacak bir maaş zammının hiçbir anlamı yok.
Asgari ücret toplantılarını n işveren ve işçi kesimi olarak iki tarafı var. İşveren sendikası hiçbir zaman işçinin yanında saf tutmadı. Hep en düşük miktarda zam istedi. Bu yılda kesenin ağzını kapatmış durumdalar. Oysaki kendileri karlarına kar katarken, eriyip giden maaşlarıyla geçinmeye çalışan emekçi ise başının çaresine bakmak durumunda kaldı.
Şu an asgari ücrette psikolojik sınır 8 Bin TL..Bu ücretin altında verilecek bir zam oranı ne tatmin edici olur ne de toplumda karşılığı olur. Ancak Hükümet, eğer geçtiğimiz yıl sözünü verdiği yüklü zamda ısrarcı olursa, bu oranın 9-10 Bin TL olması da gündemde. Tabi işveren, özellikle küçük esnaf bunu nasıl karşılayacak şeklinde ifadeler var. Bunun içinde vergi, destekleme, indirim gibi seçenekler masada ifade ediliyor.
Bir diğer senaryo enflasyon oranına artış ve az da olsa refah payı. Ancak enflasyon bir yıllık mı değerlendirilecek yoksa son 6 ay mı bu henüz netlik kazanmadı. Hal böyle olunca üçüncü ihtimal belli değil. Bir diğer senaryo ise 6500-8 bin TL arasında bir ücret ki bu da hükümeti sıkıntıya sokar, kamuoyunda karşılığı olmaz.
Hükümetin seçim arifesinde riske girmeyeceği aşikar. Hele ki reel enflasyonun yüzde 200, TÜİK rakamlarında yüzde 86 olduğu düşünüldüğünde işçinin gözü en az 8 Bin TL’ye çevrilmiş durumda. Bunun altı kabul görmeyeceği gibi, fiyatlarda istikrar sağlanmaması, enflasyonda yaşanacak artış da yapılan zammı geçerli kılmayacak. Hükümetin ve asgari ücretlinin önümüzdeki süreçte en zorlu sınavının bu görüşmeler olacağı da kesin…