Dün bu köşeden asgari ücret zammı sonrası, emekçilerin maaşına göz koyan fırsatçıların ortaya çıkacağını ifade etmiştim. Böyle bir şeyin yaşanmamasını temenni ederek, kim emekçinin maaşına göz koyuyorsa onun için zehir olmasını dilemiştim. Ne yazık ki bu konuda daha ilk günden hiç istemediğimiz zamlar yaşandı.
Asgari ücrete yapılan zam miktarını iktidar temsilcileri olumlu bulup, sosyal medyadan lütufmuş gibi havalarını atarken, muhalefet ise açıklanan rakama tepkili. Başta CHP olmak üzere muhalefet partileri açıklanan rakamı yeterli bulmadı. 9 bin TL’nin altına imza atmayacağını belirterek masadan kalkan Türk İş de yapılan zammı yeterli görmedi. Ancak muhaliflerin eleştirilerinin odağındaki kurumların başında Türk İş geliyor. Sendikanın pazarlığı açlık sınırından açmasının bugünkü fiyata neden olduğunu savunuyor muhalefet.
Türk İş’in, emekçi kesiminin temsilde ne kadar savunduğu artık tartışma konusu. Zira geçtiğimiz yıldan bu yana eleştirilerin hedefi haline gelen işçi sendikası önümüzdeki yıl nasıl bir pozisyon alır bilmiyoruz. Ancak acil olarak devletin yapması gerekenler var. Zira işçinin maaşına göz koyan ve asgari ücret zammını işçiden, dar gelirliden çıkarmak için fırsat bekleyenler harekete geçti.
Dün, özellikle sosyal medyada bir çok zincir marketin zamları bindirdiğine dair paylaşımlar yapıldı. Henüz markete gidip kendim görmedim. Ancak devletin bir an evvel harekete geçerek, bu fırsatçılara dur demesi gerekiyor. Aksi halde 2023’de enflasyonu düşürmek için çok iddialı konuşan Hükümet, yeni enflasyon rekorlarıyla karşı karşıya kalabilir. Devlet, tüm mekanizmalarıyla bu işe artık dur demeli. Zira her gün gelen zamlardan toplum psikolojik bir travma içerisine girmiş durumda.
Millet, bu ülkede zam alacağına sevinemez oldu. Çünkü, misliyle kendisinden çıkarılacak olanı biliyor. Şimdi bu fırsatçılar, daha gün geçmeden yetimin hakkını hiç etmek için düğmeye bastı. Ulan daha ilk maaş alınmadı bile, emekçi zamlı maaşını Şubat ayında alacak, bu neyin acelesi, bu nasıl vicdansızlık, bu nasıl insafsızlık. Hep siz kazanacak, bu ülkeyi ayakta tutan dar gelirli, emekçi hiç gülmeyecek mi?
Sayın Cumhurbaşkanım sırtınızda küfe olduğunu söylüyorsunuz. Peki ya bu ülkede yaşam savaşı veren yoksulun fakirin, dar gelirlinin, işçinin, emekçinin sırtında küfe yok mu? Kira, gıda, çocuğunun okulu, ailesinin bakımı, kısmi olarak akaryakıtını nasıl karşılayacak bu insanlar. Daha bunların içinde saymadığımız başta sağlık, giyim gibi konularda var…Sırtında küfe olan sayın Cumhurbaşkanım, biraz da küfe taşımaktan kambura dönen bu milleti enflasyona, fırsatçılara, vahşi kapitalizme ezdirmeyin…