Litvanya’da gerçekleştirilen NATO zirvesinin yankıları sürüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, pazartesi gününden beri 20’den fazla liderle görüşmeler gerçekleştirdi. Ancak en çok konulan konu Türkiye’nin AB üyeliği ve İsveç’in NATO’ya üyeliği meselesi oldu. Bu konu bir ok TV programında konuşulup tartışılıyor. Kimisi Türkiye’nin İsveç konusunda geri adım attığını ileri sürerken, kimisi ise Türkiye’nin AB’ye tam üyelik ve vize serbestisi yolunda kazanım elde ettiğini vurguluyor.
En başta belirtmek gerekir ki, Türkiye kazanımı olmadan hiçbir konuya evet demez. Uluslararası siyasette geçerli olan tek kaide, menfaattir. Bu nedenle devletler arasında menfaat ilişkisi vardır. Türkiye kendi faydasına olmadan hiçbir konuda mesafeli olduğu İsveç’e evet demez. Türkiye’nin buradaki en büyük kazanımı AB olacaktır. Zira Türkiye’nin AB üyeliğinde vize serbestliği konusunda yeşil ışık yakılmıştır.
İnanıyorum ki Türkiye yakın gelecekte AB’ye vizesiz seyahat etme hakkına sahip olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti, sırtını ne batıya ne de doğuya dönebilir. Çünkü ülkemiz, tarihi misyonunun ve üzerinde bulunduğu coğrafyanın etkisiyle doğuyla batı arasında köprü görevi görmektedir. Tarih boyu gelişen ilişkiler neticesinde bir yüzümüz her zaman doğuya dönük olacaktır. Ancak nihai hedef muasır medeniyetler seviyesi ve Osmanlı’dan beri Batı’dır.
Türkiye AB üyeliği konusunda ve batılı devlet olmak noktasında samimi bir adım izliyor. Ancak bu zamana kadar aynı hassasiyeti batıdan görmediğimiz aşikar. AB, Türkiye için olmazsa olmaz değildir. Ancak olursa özellikle sosyal hayatımıza katkıları büyük olacaktır. En başta serbest dolaşım hakkı ve yaşam standartlarına belirli bir çerçeve çizilmesi nedeniyle AB üyeliği Türkiye’nin aleyhine değil lehinedir.
Gelelim diğer konuya. İsveç’in Türkiye üzerinde büyük bir kaşıntısı var. Bakmayın siz öyle dostane mesajlar verdiklerine. Yıllarca PKK sempatizanlarına ve terör örgütü üyelerine arka çıkan İsveç, son yıllarda kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim’e yönelik saldırıların da merkezi haline geldi. Rusya’nın karşı çıkmasına rağmen ABD desteğiyle NATO’ya üye olma çalışmalarında Türkiye’nin oyuna ihtiyaçları var.
Evet bizde İsveç’e bu süreçte yeşil ışık yaktık ama şartlı olarak. Teröre mesafe koyacaklar, AB yolunda Türkiye’nin önü açılacak ve İslam’a yönelik saldırılara son verilecek. Türkiye kazanımı olmadan İsveç’e onay vermez. Bu nedenle eleştirmeyi bırakıp elde edeceğimiz kazançlara bakalım.