Eğitimde yeni ve kalıcı bir şeyler söylemek lazım
Azim Uysal
2023-2024 Eğitim ve Öğretim dönemi, pazartesi günü çalan ilk ders ziliyle resmen başladı. Eğitimi hep bir maraton olarak yorumluyoruz. Bizler de sıklıkla bu cümleyi ifade etsek de aslında hata yapıyoruz. Çünkü, geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızı birer maraton yarışçısı olarak büyük bir hata. Tekrar ediyorum bizler de yazılarımızda bu ifadeyi kullanıyoruz ancak bir özeleştiri yapmak gerekirse, hatayı da en başta burada yapıyoruz.
20 Milyon öğrenci, eğitim serüvenin de yeni bir döneme daha merhaba dedi. Eğitimde aksaklıklarımız ne yazık ki bitmiyor. Ve öyle zannediyorum ki, muasır medeniyetler seviyesine de ulaşmadan çözülecek gibi de görünmüyor. Peki ya, muasır medeniyetler seviyesine ulaşmanın yolu da eğitimin kalitesinin artmasıyla olmuyor mu? O halde bu döngüde nasıl başarıya ulaşacağız. Zira muasır medeniyetler seviyesine ulaşmadan eğitim de ki sorunlar çözülmez. Eğitim olmadan da bu seviyeye ulaşmak zor. O halde birbirine bu kadar bağlı bu iki etken içerisinde ne yapmak lazım? İşte bu sorunun cevabını bulduğumuz zaman başarıya giden yolda da ilk adımı atmış oluruz.
100 yıllık Cumhuriyet tarihimizde belki de 100 defa eğitim sistemini değiştirdik. Her gelenin kendine göre sistem belirlediği bir ülke de çıtayı nasıl yükselteceğiz merak konusu. Bizim ülkemizde okula başlayan bir çocuk, ilk sınıfından son senesine kadar hangi aşamalardan geçeceğini bilmiyor ne yazık ki. Peki ya batının sisteminde öyle mi? İlkokula başlayan bir çocuk, Üniversiteyi bitirene kadar hangi merhalelerden geçeceğini biliyor. Bizde ise Lise’ye başlayan bir çocuk, mezun olacağı 4 sene içerisinde eğitim sisteminin kaç defa değişeceğini bilmiyor.
Bugünün çocukları ne yazık ki sosyal medyanın ciddi tesiri altında. Teknoloji bir nimet olarak kullanılması gerektiği halde ne yazık ki, öğrenicinin en büyük düşmanı olmuş durumda. Eskinin öğrencileri olan bugünün büyükleri ise, çok fazla kitap tozu yutmuş, kütüphanelerde araştırmalar yapmış, dünün gogle’ı olan ansiklopedilerde binlerce bilgiyi taramıştı. Bu nedenle eski kuşaklar bugünün neslinden çok daha fazla bilginin sahibiydi gençlik dönemlerinde.
Şimdi başarıya giden yolda yeni bir şeyler yapmak, yeni şeyler söylemek lazım. Ama öyle işler yapmalıyız ki, kalıcı ve bizi çözüme ulaştırıcı olsun. Bunu başardığımız taktirde Türkiye çıta yükseltir. Eğitim sistemini yüzde yüz sağlıklı hale getirdiğimiz zaman, Üniversite için sınav telaşı da ortadan kalkar, Meslek liseleri de vasıflı hale gelir. Kaliteli bir eğitim sistemi, ara eleman sorununu da çözer, memuriyet şartlarını da iyileştirir, donanımlı ve liyakat sahibi mezun sayısını da artırır.