Türkiye son yıllarda yaşadığı gibi bir kutuplaşmayı hiç bir zaman yaşamadı. Toplumda ötekileşme her zaman oldu ama bu denli kutuplaşma hiç bir zaman olmadı. Bunun en acı örneklerini son zamanlarda sosyal medyada görüyoruz.
Kuşkusuz bu kutuplaşmanın altında siyasetçilerin ve sosyal medya fenomenlerinin etkisi büyük. Bir dönem şortlu kızlara saldırı oldu diye ortalığı yangın yerine çevirenler, nedense mütedeyyin ve tesettürlü kadınlara yönelik saldırılar söz konusu olduğunda hiç ses çıkamıyorlar. Minibüste, otobüste, metrolarda yani kısacası toplu ulaşım araçlarında tesettürlü insanlara karşı saldırılar normal bir hal almaya başladı.
Bu gidişatın önüne geçmek gerekir. Bunun için yasal düzenlemeler var. Nefret suçu kanunla düzenlenmiş olsa da hakimlerin uygulamasında görmüyoruz. Bu fiili saldılara caydırıcı ceza verilmediği sürece, kendini bu ülkenin sahibi zanneden insan müsveddeleri ne yazık ki bu tür saldırılarını sürdürecek.
Başörtülü de başı açık da bu ülkenin insanı. Hepimiz bu ülke de kardeşçe yaşamak zorundayız. Bir insanı giyim tarzından dolayı bırakın yargılamayı bu ülkeden kovmaya çalışmak hadsizliğin daniskasıdır. Üstelik bunu Atatürk’ün arkasına sığınarak, cumhuriyet adıyla yapanlar ne Gazi’den haberi vardır ne de Cumhuriyetin değerlerinden.
Bu vatan kolay kazanılmadı. Bu ülke için binlerce başı kapalı ana can verdi, mücadele etti. Bugün başı açık ya da kapalı binlerce annenin evladı şanlı üniforma ile vatan müdaafasında. Ama bir kaç kokona bağırdı diye bu ülkeyi millet düşmanlarına bırakamayız.
Bu vatanı her ne kadar birileri nefret toplumuna dönüştürmeye çalışsa da, birileri bu kutuplaşmadan faydalanmaya çalışsa da milletimizin feraseti buna izin vermeyecektir. Kendi öz yurdunda garip kendi öz yurdunda parya olma dönemi bitti. Ancak başta da dediğimiz gibi bu tür alçakça fiillere yeltenenlerde kanun karşısında cezalarını almalıdır.