Kendim bildim bileli sağlık görevlilerinin grev adı altında iş bırakmalarına bir türlü anlam veremedim. İnsanların sağlığı için gecesini gündüzüne katan ve sıhhatli bir nefes için elinden geleni esirgemeyen Hekimlerin, sağlık çalışanlarının görevlerinin zorluğunun farkındayız. Gazete olarak bizler de her zaman sağlık çalışanlarına destek vermiş, onların yanında olmuşuzdur. Ancak iş bırakma çok farklı…
1-2 Ağustos tarihlerinden Hekimsen’e bağlı sağlık çalışanları iki gün boyunca Türkiye genelinde grev yaptılar. Gerekçe makul ve kabul edilebilir bir konu. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet.. Elbette ki sağlık görevlileri şiddete karşı seslerini duyurmalıdır. Bizlerde onlara yönelik saldırıların karşısında olmalıyız. Ancak çözüm yolunu doğru mercilerde aramak gerekir.
İsteriz ki sadece sağlık çalışanı değil, hiçbir insanımızın saçının teline zarar gelmesin. Konu bir de insan hayatına hizmet eden kişiler olunca durum daha da elzem oluyor. Ancak hiçbir gerekçe iş bırakma eylemini meşru ve doğru kılmaz. Sağlık çalışanının iş bırakma, grev gibi hakkı veyahut düşüncesi olmamalıdır. Hipokrat yenini etmiş, şifa üzerlerine hayatlarını kurmuş insanlar, hastalarını mağdur edecek bir eylemin içerisine girmemelidir.
Tabi ki seslerini duyurmak ve haklarını aramak için girişimler yapılmalı, mücadeleler verilmeli. Ancak tercih noktası günlerce muayene için bekleyen, derdine derman bekleyen insanlara bakmamak olmamalı. İnsanlar günlerce randevu almak için uğraşıyor ve sıkıntı çekiyor. Bunlar göz ardı edilmemeli.
Sadece acil vakalara hizmet vermek bu grevlerin çözüm yolu değildir. Kişi acil vaka olmayıp polikliniğe gelmiştir ve günler süren rahatsızlığı vardır. Acil gözükmeyen bu vaka belki de ölümcül bir hastalığı taşıyordur veyahut bir virüsü bünyesinde barındırıyordur. Muayene etmeden bilemezsiniz ki. Kurunun yanında yaşı da yakmak sağlık çalışanına yakışmaz.
Bugün her ne kadar bazı sorumsuz kişiler sağlık çalışanlarına şiddete yeltense de bizim medeniyetimiz onlara her daim değer vermiştir. Osmanlı’da ve Selçuklu’da şifahaneler önemli bir yer tutmuştur. Bu insanlar geçmişte Hekim ve Şifacı olarak anılmıştır. Öyle ki Kanuni bile mersiyelerine taşımıştır sağlığın kıymetini. Tarihin en önemli tıp alimi İbni Sina bizim medeniyetimizden doğmuştur. Demem o ki sağlık çalışanları bizim kıymetlimizdir, ancak iş bırakarak hastaları mağdur etmek de şiddetin başka türlü halidir.