23 Nisan 1920…Yani bir ulusun bağımsızlığına giden yolun en önemli mihenk taşlarından birisi..Ne mutlu bizlere ki rahmet ve bereket ayı Ramazan’dan hemen sonra kutladığımız Ramazan bayramı içerisinde aynı zamanda bağımsızlığımızın sembolü TBMM’nin açılış yık dönümü olan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyoruz.
Ramazan Bayramı’nın son gününe denk gelen 23 Nisan’ı da aynı heyecan ve sevgi içerisinde kutlamalıyız. Birini diğerinden ayırmak mümkün değildir. Nasıl ki dini bayramlar önemliyse milli bayramlarımız da bir o kadar hassas günlerdir.
23 Nisan’da bir kısmının sadece bugünü kutladığını bir kısmının ise 23 Nisan’ı yok saydığını göreceğiz ne yazık ki. Hayatını karşıtlıklar üzerine kuran ve az da olsa toplumumuzda yer alan bu insanlar büyük bir hata yaptıklarını zamanı gelince anlarlar. Bize düşen bu iki özel güne de sahip çıkıp aynı duygular içerisinde kutlamaktır.
Dini bayramlar inancımızın gereğidir, milli bayramlar da egemenlik haklarımızın sembolüdür. Tarih yazarak bu vatanı ve devletimizi bizlere emanet eden atalarımıza da sahip çıkacağız, yaradılış nedenimiz olan inancımızın ve dinimizin bayramlarını da yaşatacağız.
23 Nisan da İki konuda inşalarımızdan beklenti ve isteğimiz olacaktır. İlki yukarıda saydığımız nedenlerle bugünü yok saymamak ve sahip çıkmak. İkincisi ise bugünü sadece çocuk bayramı olarak algılamayıp adındaki vurguya dikkati çekerek ulusal egemenliği ön plana çıkarmaktır.
Gazi Meclisimiz 23 Nisan 1920’ de Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları tarafından açılarak kurtuluş savaşını zaferle sonuçlandırdı. Bu anlamlı günde ise TBMM’nin açılının 103. yılını kutlayarak Türkiye Yüzyılına yeni bir sayfa daha açacağız. 23 Nisan milletimize hayırlı ve uğurlu olsun