Bir süredir kulislerde gerçekleşene 2023 seçimleri süreci, dün Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yapılan açıklamayla fiili olarak başladı. Seçim takvimi resmen başlamasa da Erdoğan’ın, 14 Mayıs’ta erken seçimi işaret etmesiyle artık Türkiye’de yeni bir dönem başlamıştır. 14 Mayıs 1950’de gerçekleşen ve Demokrat Parti’nin zaferiyle sonuçlanan genel seçimlerden tam 73 yıl sonra yine aynı tarihte Türkiye bir seçim heyecanını daha yaşayacak.
TBMM’den Erdoğan’ın açıkladığı tarih partilerin desteğiyle kabul edilir mi bilmiyoruz. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Meclisi feshetme yetkisini kullanarak Türkiye’yi erken seçime götüreceği aşikardır. Artık YSK’da seçim takvimiyle ilgili çalışma başlamıştır. Seçime kim ne kadar hazır bakıp göreceğiz. Şunu iyi biliyoruz Cumhur İttifakı olası bir seçme her zaman hazırdır. AK Parti teşkilatları tüm sandık kullarını her daim hazır tutuğu için Pazar günü seç,m olacakmış bu konuda hazır. Aynı şekilde MHP teşkilatlarının da böyle bir problemi bulunmuyor.
Peki ya Millet İttifakı ne kadar hazır? İttifakın sandık kullarıyla ilgili bir sorunu olmaz ancak henüz daha Cumhurbaşkanı adayını belirleyememiş bir ittifakın kalan kısa sürede nasıl bir performans göstereceğini merak ediyoruz. Şurada seçime beş aydan daha bir kısa süre aldı. Millet İttifakı uzlaşacak da, adayını belirleyecek de, söz konusu aday sahaya girip çalışma yapacakta… Gerçekten Altılı masayı çok zorlu bir süreç bekliyor.
Peki iktidar gerçekten hazır mı? Her şey sandık görevlileri ve teşkilatların kağıt üzerinde düzenlenmesiyle hazır olmuyor. Millet İttifakı’nın dezavantajı adayın belirlenmemesi, iktidarın ise neler vaat edeceği, ekonomik sorunlara karşı hakla neler anlatacağı, kalan 4 aylık süreçte ekonomiye nasıl hakim olacağı? Sadece bu da değil, yeni ve genç seçmene erişmekte zorluk çeken iktidar için bu durumda bir handikap.
Cumhurbaşkanı Erdoğan grup konuşmasında 14 Mayıs 1950 tarihine işaret etti. Erdoğan, 12 Eylül 2010 referandumunda 1980 darbesine vurgu yaparak propaganda yürüten Erdoğan’ın, bu kez Demokrat Parti ve Menderes’in iktidara geldiği tarihe işaret edip, bunun üzerinden propaganda yapması çok yanlış. Zira 1950 seçimlerini gören ve 1960 darbesini yaşayan çok az insan kaldı ülkemizde. 1950’de oy kullanan birisi şu an 100 yaşına merdiven dayamış, 1960 darbesini yaşayan bir insanda 83 yaşında. Bu yaş grubu da seçmen sayısının en az olduğu gruptur.
Benim dedem Menderesçiydi. Babam aynı ekolden Özalcıydı. Biz bu gelenekle büyüdük. Ama bugünün Türkiyesi çok farklı. Bu seçimde karşımıza bir çok parametre çıkacak. İktidarı, Cumhurbaşkanını belirleyecek çok sayıda unsur var. Gerek iktidarın gerekse muhalefetin çok handikapları, defoları var. Bir taraf kötüyken diğerine çok düzgün diyemiyoruz. Yanlışların içinden vatandaştan eleme yaparak doğruyu çıkarmaya çalışacak. Emin olduğumuz tek şey ise, Türkiye bir bahar ayında, 14 Mayıs’ta sandığa giderek Cumhuriyetin yüzüncü yılında yeni bir dönem başlatacak. Şimdiden ülkemiz için hayırlı olsun…