AK Parti Genel başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyaseti dizayn etmede başarılı bir politikacı olduğu tartışılmaz bir hadise. Siyasi hayatından 40 yılı deviren, Gençlik Kolları döneminden Cumhurbaşkanlığı’na, MSP’den AK Parti’ye 40 yılı aşkın süredir aktif siyasetin içerisinde olan Erdoğan, seçimin son haftasına girilirken, kendisi ve partisi açısından doğru bir politika izleyerek ne kadar güçlü bir lider olduğunu bir kez daha gösterdi.
Bundan bir yıl önce seçim yapılsaydı, ne AK Parti başarılı bir sonuç alabilirdi ne de Erdoğan yüzde 50+1 oy alabildi. Çünkü o günlerde Türkiye’nin siyasi havasına ekonomik kriz egemen olmuş, esnafından işçisine her kesimde tepki vardı. Üstelik ülke pandemiden çıkmış, dövizdeki tırmanış durdurulamıyordu. 2019 seçimlerinde kaybedilen belediyeler ve Sedat Peker’in de videoları eklenilince, 2022 yılı AK Parti için oldukça sıkıntılı geçiyordu.
Bunun farkında olan muhalefet de geçtiğimiz yıl erken seçim için bastırdı ama Erdoğan oralı bile olmamıştı. Zira Erdoğan’ın seçim planları 2023 üzerine kuruluydu ve nabza göre hareket edecekti. Güçlü bir rüzgarla seçim sahasına inen Millet İttifakı, ardı ardına yaptığı hataları onaramadı, Erdoğan’da seçmenini büyük ölçüde konsolide etmeyi başardı. AK Parti eve Erdoğan’ın aslında dışarıya açılma politikası yoktu. Erdoğan ve AK Parti için asıl hedef kendi seçmenini konsolide edip, Milliyetçi seçmeni yanına çekmekti ve son günlerde yaşanan gelişmeler bunda başarılı olduğunu gösteriyor.
AK Parti 7 Haziran 2015 seçimlerinden bu yana hep savunma modundaydı. Erdoğan sorunların düzelmesi için hep seçmenden fırsat istedi geçmiş seçimlerde. Erdoğan gündem belirleyen değil, kendisine yöneltilenlere cevap verme durumundaydı. Ama bugün sahada durum çok farklı. Bu kez gündemi belirleyen Erdoğan oldu, muhalefet savunma moduna geçerken, Erdoğan yüklenen taraf oldu. İşte bu siyasi davranış Erdoğan’ın seçmenini konsolide etmesinde en büyük etken oldu.
Kim ne derse desin, seçimden sonra bu konuyu ayrıntılı işleyeceğim ancak şimdiden belirtmek gerekirse Kemal bey denklemi yanlış kurdu. Türkiye’de seçmenin yüzde 65-70’i kendini Muhafazakar-Milliyetçi olarak tanımlıyor. Sadece Milliyetçi olarak düşünülen yüzde 25-30 civarında bir seçmen profili var. İYİ Parti’nin İttifak da olması nedeniyle Milliyetçi seçmenin oylarını yanında gören Kemal Bey, yüzde 10’luk HDP seçmeni üzerinden sistem kurdu. Kemal bey burada hata yaptı ve milliyetçi kimlikli seçmenin Erdoğan’a yönelmesine neden oldu…
Erdoğan sahada TCG Anadolu, Kızılelma, Altay tankı, Atak helikopteri, İHA ve SİHA’lar olmak üzere savunma yatırımlarını iyi pazarladı. HDP’nin de Kemal beye desteğini açıklayıp meydanlarda Öcalan ve tutuklulara yönelik özgürlük vaat etmesiyle seçmen eğilimleri seçimin 1 aylık sürecinde farklılık göstermeye başladı ve bu durum mitinglere de yansıdı. Sonucu 14 Mayıs gecesi göreceğiz, ancak geçtiğimiz yıl bitti denilen ve yüzde 30 oy alır denilen Erdoğan tablonun hiç de böyle olmadığını da göstermiş oldu…