15 Temmuz darbe kalkışmasının 6’ncı yıldönümündeyiz. Dünden bugüne ne kadar ders alındı ya da alındı mı en önemli konu bu aslında.
Uzun yıllar devletin hemen her kademesini ele geçirip adeta içini oyan hain FETÖ terör örgütünün darbe kalkışmasının yıldönümü, Cumhuriyet’e ve demokrasiye sahip çıkmakla birlikte aynı hataya yeniden düşmemek açısından son derece önemli.
Elbette her türlü darbeye karşı olacağız.
Elbette en kötü demokrasi, en iyi darbeden iyidir anlayışını savunacağız.
Elbette darbecilere karşı, hangi siyasi irade olursa olsun o siyasi ve milli iradeye sahip çıkacağız.
Ama…
O siyasi iradenin aynı hataya düşmemesi için de çaba harcayacağız. Yapılan hataları her zaman hatırlatacağız.
Tekrarlanmaması için uyaracağız.
Peki hatalardan ders alındı mı?
Mustafa Kemal Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler ve müritler memleketi olamaz” demişti.
Ancak görüyoruz ki ve ne yazık ki halen daha devletin içinde yuvalanmaya çalışan birçok tarikat var.
FETÖ terör örgütüyle mücadele edilirken diğerlerini de gözden kaçırmamak, bir zamanlar ‘Ne istediniz de vermedik?” diye tanınan ültimasların yenilerine tanınmaması gerekiyor.
Din adına yapılan dolandırıcılıklar, sahte din adamlarının kandırdığı insanlar, tehlikeli tarikatların eline düşen mağdurlar…
15 Temmuz bu yönüyle, yani sahte din tacirlerinin ve sözde hocaların nasıl devleti zarara uğrattığının ve içini oyduğunun da bir göstergesidir.
Yapılması gereken ise, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerinde yer almaktadır.
Laik, çağdaş, demokratik, adaletli, hukuk üstünlüğü ve özgürlüklerin olduğu bir Türkiye Cumhuriyeti…