Benim başörtülü bacım…
Levent Altun
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü hamlesi ülke gündemini yeniden bu alana yöneltti. Türkiye’nin siyasi tarihinde her zaman gündem olan bir konu.
Türkiye’nin asıl can yakıcı gündemi ekonomi iken Kılıçdaroğlu’nun bu hamlesinin zamanlaması tartışılacak bir durum. Herkes bu hamleye farklı açılardan bakıyor.
Ak Parti’nin iktidara gelmeden önceki dönemde türbanlı bir milletvekilinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde alkışlarla protesto edilmesi hala zihinlerde. Aynı dönemlerde kamuda başörtüsü yasağı da aynı şekilde.
O dönemde bu yasağı savunanların şimdi başörtüsü hamlesi yapması elbette çok tartışılacak. Ancak her olay, o dönemin koşullarına göre şekilleniyor ve yaşanıyor.
Kılıçdaroğlu’nun bu hamlesi ise, bu olumsuzluğu tamamen ortadan kaldıracak bir hamle olabilir. Şöyle ki, kamuda başörtüsü yasağının kalkmasına ilişkin bir yasa yok yani genelgelerle ya da inisiyatiflerle yürütülüyor. Başörtüsü konusu da kim ne derse desin her seçimde en çok kullanılan bir seçim malzemesi.
Kılıçdaroğlu bunu tamamen ortadan kaldırmanın altyapısını oluşturuyor. Eğer başörtüsü konusunda mecliste bir kanun çıkarsa bundan sonra hiç kimse başörtüsünü siyasi malzeme yapmaz!
Ak Parti’nin son 20 yıldır seçimlerde en çok kullandığı argümanlardan birisi de başörtüsü. ‘Benim başörtülü bacım…’ diye başlayan cümleler hala zihinlerimizde değil mi?
Şimdi elbette siyasetçiler yine kendi siyasi çıkarlarına göre hareket edecekler ve bu sorunu çözmenin değil çözümsüzleştirmenin hesaplarını yapacaklar. CHP’yi geçmişiyle din ve başörtüsü düşmanlığıyla suçlayacaklar.
Kılıçdaroğlu’nun niyeti de, özellikle muhafazakar kesime bir mesaj vermek. O mesaj da, Millet İttifakı seçimi kazanırsa o kesimin dini hassasiyetlerine örneğin başörtüsü yasağı gibi tutumlardan uzak durmak.
Bu kanun teklifi de, bu konudaki en somut ve iyi niyetli adımdır bana göre.
Siyasetçiler ve siyasi partiler geçmişte hatalı tutumlar içerisine girebilirler, hangisi girmedi ki? Önemli olan geçmişteki hatalardan ders alabilmek ve doğrusunu yapmak.
Kılıçdaroğlu bu konuda çok iyi. Geçmişle yüzleşmekten korkmuyor, cesaretli bir şekilde adım atıyor. Bu adıma Millet İttifakı içinden hatta kendi partisinden de tepkilerin olacağını bile bile doğru bildiği hamleyi kararlı ve cesur bir şekilde atıyor.
Muhafazakar kesimin, CHP’nin dini hassasiyetlerle ilgili korkularını da son derece yersiz buluyorum. Çünkü bu ülkenin büyük çoğunluğu muhafazakar. Hatta Millet İttifakı’ndaki 6 partinin 5’i muhafazakar.
Başörtüsü ile ilgili kavgaların, tartışmaların, polemiklerin ve en önemlisi de siyasete malzeme olmasının tarihe karışması için bence çok önemli bir hamle. Başörtüsü serbestliği kanun ile sağlam bir zemine oturtulsun ve bundan sonra da siyasi malzeme olarak kullanılmasın.