Sosyal yaşam, toplumsal ilişkiler, ekonomik gelişmeler, kentleşme, nüfus artışı, özelleştirme politikaları ve devletin kamusal alandaki görevlerini azaltması veya tamamen terk etmesi sonucunda ortaya çıkmış bir meslek olan Özel Güvenlik batı’da, ABD’de daha eski bir geçmişe olmasına rağmen bizdeki yaşı çok genç bir meslek. Mevcut duruma 2004 yılında çıkan meslek yasası (5188 sayılı yasa) ile geldi . Öncesinde ise 1982 yılında yürürlüğe giren (2495 sayılı yasa) ve 2004 yılına kadar sektörü düzenleyen bir durum vardı . Buna aslında düzenleyemeyen desek daha doğru olur!2004’ü başlangıç olarak saymayıp 1982’yi alsak bile yine de çok yeni bir meslek olduğunu söyleyebiliriz.
Yeni bir meslek olmasına rağmen geçtiğimiz bu süreç içerisinde çok hızlı büyüdü, yayıldı. Örneğin 2004 yılında üniversitelerde sadece bir bölüm varken şimdi sayısı 50 üniversiteyi geçti.Özel Güvenlik Görevlileri yaşamımızda her yerde karşımıza çıkmaya başladı. Her ne kadar emniyet cenahıpek söyleminden hoşlanmasa da sayı olarak polisi geçti, gerçek bu. Polisin , Jandarmanın olmadığı yerlerde özel güvenlik var. Özel güvenlik şirket sayısını, özel güvenlik eğitim kurumu sayısını, kimlik kartı alıp fiilen görev yapan özel güvenlik sayısını veya eğitim alıp da kimlik kartı olmayan veya alıp da çalışmayan, polis bölgesinde, jandarma bölgesinde çalışan özel güvenlik sayısını, özel güvenlik bulunan nokta ( fabrika, site, banka, havalimanı, deniz liman, kampüs, hastane vs.) sayısını merak edenler neredeyse her gün değişen ve güncellenen Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Güvenlik Denetleme Başkanlığı’nın sayfasından bakabilir. Halen fiilen çalışan özel güvenlik görevlisi sayısı yaklaşık olarak 300 bin civarındadır.
Peki bu kadar yaygın olan ve artık toplum tarafından da bilinir, görünür olan bu meslek grubundan yeterince faydalanabiliyor ve gerektiği gibi ve gerektiği yerlerde özellikle acil durumlarda destek alabiliyor muyuz? Düşünün bir deprem anında yaşananları. Özel güvenlik görevlilerinin görev yaptıkları yerler genellikle nerededir? Ya bahçede bir kulübe (nöbet kulübesi, nöbet kulesi) ya da binanın ilk giriş alanında bir oda veya banko. Yani ya hiç yıkılmayacak bir yapının içinde (devriye gezerse açık alanda) ya da hemen kaçabileceği bir yerde bulunuyor. Peki bu kadar kalabalık bir personel grubunu hem de ayakta kalma ve sağlam kalma olasılığı yüksek bir personel grubunu deprem öncesi, deprem anı ve deprem sonrası yapılacaklar konusunda eğitiyormuyuz, sisteme dahil ediyormuyuz, bu büyük insan kaynağı potansiyelinden yeterince yararlanabiliyormuyuz? Üniversitelerin Meslek Yüksekokullarındaki Özel Güvenlik ve Koruma programında okuyan öğrencilere bu ders veriliyor ama yeterli mi? Tabii ki hayır. Teorik bilgi tamam ama pratik yok. AFAD Başkanlığı’nın yerine ben olsam şöyle yaparım. Karşımda bir acil durumda desteğini alabileceğim hazır bir insan gücü var. İlk iletişimi başlatacak, ilk bilgileri aktaracak, ilk yönlendirmeleri yapacak, ilk müdahaleyi gerçekleştirecek bir yapı özel güvenlik. Bu olanaktan yararlanmak için bir plan yapar önce bu bölümün olduğu üniversiteler ile daha sonra özel güvenlik firmaları ve eğitim kurumları ile ve özel güvenliğin olduğu her tesis, kurum ve kuruluş ile eğitim-işbirliği protokolleri yaparım. Özel Güvenlik Denetleme Başkanlığı ile koordine ederek yapılacak işlerin çerçevesini çizer, gerekirse bir yönerge hazırlar ve hukuki alt yapısını oluştururum. Bu personeli destek personeli olarak eğitir, bilinçlendiririm. Düşünün bir ilde örneğin Kocaeli merkezde (İzmit) kaç polis karakolu var ve kaç özel güvenlik noktası, yani özel güvenlik tarafından güvenlik hizmeti verilen yer var. Karakol sayısı bir elin parmaklarını geçmezken özel güvenlik nokta sayısı yüzlerle ifade edilir. Merak eden, inanmayan oturur bakar ve sayar!
Bunları yazarken kimseyi suçlamak veya eleştirmek gibi bir düşüncem yok. Acaba daha nasıl iyiye gidilebilir, atıl kapasite başka nasıl yararlı hale getirilebilir diye fikir jimnastiği yapmaya çalışıyorum. Şayet fikirlerimize olumlu bakan, kayda değer görenler olursa da her zaman elimizden geleni hiçbir karşılık beklemeden sadece bu topluma ve ülkemize faydalı olabilmek ve bu güzel vatana olan borcumuzu bir nebze de olsa ödeyebilmek için yapmaya hazır olduğumuzun da bilinmesini isterim. Ki böyle düşünen sadece ben değilim birlikte çalıştığım arkadaşlarımda aynı düşüncededir.
AFAD Başkanlığı’na çağrımdır. Lütfen bu konuyu inceleyin, illerdeki birimlerinizle birlikte
yol haritası belirleyin ve harekete geçin.
Hoşçakalın.
Prof.Dr.Gazi UÇKUN
Degerli hocam mesleğimize yaptığınız katkılar ile size ve degerli ekip arkadaşlarınız olan birbirinden değerli hocalarımıza şükranlarımı sunuyorum
Degerli hocam Ozel Güvenlik mesleğimize yaptığınız katkılarda şükranlarımı sunuyorum size ve degerli ekip arkadaşları hocalarımıza. Bugünümüz Turkiyesinde özel Güvenlik personeli görev yaptığı bölgede düzenlenecek bir yasa ile uzun yillar bu meslekte yönetici olarak biliyorum ki AFAD ile koordineli bir çok başarılara imza atacağına inaniyorum.