Başlığa bakınca ve sonu fobi ile biten bir sözcükse mutlaka bir korku ve endişeyi anlatan konudan bahsedildiği açıktır. Doğru, bu sözcüğün anlamı konuşma kaygısı, halka açık konuşma, toplum önünde konuşma veya daha genel söylersek konuşma korkusu. Kökeni yunancadan geliyor. Glossa dil, phobos korku, endişe. İkisi birleşince glossofobi oluyor.
Bazı meslek grupları var ve işleri gereği doğal olarak hep toplum önünde kalabalıklara, gruplara konuşmak durumundalar. Örneğin siyasetçiler ( bir kısmı ), akademik personel ( bir kısmı) , öğretmenler, silahlı kuvvetler mensupları, emniyet mensupları, çeşitli sektörlerdeki yöneticiler gibi.
Ancak toplumun büyük kesimi nikah töreninde akrabalar, misafirler ve nikah memuru önünde yaptıkları ve sadece EVET’ den ibaret olan konuşmanın dışında pek konuşmaz. Kahvehanelerde okey masalarındaki dört kişilik konuşmaları saymazsak tabi!
Kalabalık karşısında konuşmak her zaman içinde bir korku, bir heyecan taşır. Neyle karşılaşacaksın, nasıl bir tepki göreceksin, sorular olursa nasıl yanıtlayacaksın gibi bir endişeyi her zaman taşırsın. Yaklaşık kırk yıldır küçük, büyük gruplara konuşurum, ders anlatırım, seminer ve konferanslarda konuşmacı olarak bulunurum ama her defasında o iç heyecanı yaşarım. Kendimi en rahat hissettiğim, en bildiğim konularda bile az da olsa tedirginlik, heyecan duyarım. Bu çok normal ve olması gereken bir davranış ve kişinin yaptığı işi ciddiye aldığınında bir göstergesi.
Glossofobi bundan farklı bir durum. Kalabalık karşısında konuşamamak, konuşulacak ortamlardan kaçınmak, böyle bir konuşma yapmak zorundaysa bedensel olarak tepki vermek. Ne gibi tepki dersek, herhangi bir grupla sözlü iletişim kurmadan önce yoğunlaşan endişe duygusu, gruptaki bireylerin dikkatini çekmekten kaçınma ( sessiz olma, görünmez olmaya çalışma, ortamdan uzaklaşma) , mide bulantısı, aşırı terleme, kalp atışlarının hızlanması, yüz kızarması, panik duygusu, ağız kuruluğu, sağa sola ve ileri geri istemsiz sallanma. Hatta bu göstergelerin bazılarını bir iki gün önceden hissetmeye başlamak.
Bu korku bazı kişileri hiç ilgilendirmeyebilir. Çünkü toplum önünde hiç konuşma gereksinimi duymayacak veya öyle bir işi olmayacaktır. Ancak özellikle gençler, üniversite öğrencileri mutlaka ya bir iş görüşme mülakatında, ya mezun olduktan sonra gireceği bir işte yönetici olarak kalabalık karşısında konuşmak zorunda olacaktır. Dolayısıyla eğitimin bir parçası olarak öğrencilere ödev, ders sunumu gibi görevler vererek kalabalık karşısında konuşmalarını teşvik etmeli ve varsa öyle bir korkuları bunu yenmeleri için yardım edilmelidir. Peki kişi kendisi ne yapmalıdır? Öncelikle çok sevdiğiniz bir konu belirleyin. Bu konuyla ilgili iyi bir araştırma ve okuma yapın. Konuşmanızı ayna karşısında yapın ve kendinizi videoya kaydedin ve daha sonra izleyin ki yaptığınız hataları, nerelerde heyecan yaptığınızı görün. Konuşmanızı, sunumunuzu bir arkadaşınızdan gözden geçirmesini isteyin ve ondan eleştiri isteyin. Kendinizde eksik gördüğünüz bir şey varsa destek alın. Konuşmanızıdestekleyecek araç, gereç, görsel malzeme, su gibi maddeleri hazır bulundurun ve çalışıp çalışmadıklarını kontrol edin. Kendinizden emin olmak için mutlaka okuyun.
Fobisiz bir hayat ama hobilerle dolu günler dilerim. Hoşçakalın.
Her insanın en az üç (3) hobisi olmalı.Olmazsa Fobisi olur.