Dünya tetikte, bir savaşın eşiğinde. Rusya-Ukrayna arasında kopan ipler, herkesi bir gerilimi sürükledi. Putin’in Kırım üzerindeki emellerini bütün dünya biliyor. Yakın bir zamanda Kırım’ı ilhak eden Rusya, bu kez bu yol üzerindeki Donestk ve Luhansk üzerinden planlar yaparken, herkes ne olacak diye merak ediyor. Ok artık yaydan çıktı. Son birkaç günde atılan adımlardan sonra Putin’in geri adım atmasını beklemek hayalcilik olur. Putin hedefi doğrultusunda ya savaşla ya da masada istediğini alacak.
Rusya’nın bu girişimlerine ABD’nin karşı koyması beklense de, sonuç vermeyecek açıklamalar. Dünyanın iki süper gücü sahada karşı kalmaya gelmez, gelmeyecektir. ABD geri adım attırmak için ancak açıklamalar yapıp, vazgeçirmeye çalışabilir. Aksi halde bir savaş ilanını göze alamaz. Dünya böylesi bir savaşı kaldıramaz. Bakmayın siz birilerinin 3.Dünya Savaşı çığırtkanlığına, bu gerilimin sonucu Donbas bölgesinin bağımsızlığıyla sonuçlanacak.
Rusya’nın tarihi emelleri vardır. Liderler ve isimler değişse de, bu emeller yüzyıllardır değişmez. Rusya, tar,h sahnesine adım attığı günden beri Karadeniz üzerinden sıcak denizlere inme ve Slav halklarını birleştirerek Panislavizm politikası çerçevesinde adımlarını atmaya devam ediyor ve edecektir. Kırım’dan sonra, Kırım’a giden yolları da kontrol altına gayreti, Karadenizin kuzeyini elde etme çabasıdır. Nitekim Putin yaptığı açıklamada 18.Yüzyıldan beri Karadenizi Türklerden ve Osmanlı’dan koruduklarını şeklindeki beyanı, onların bu tarihi emellerinin devam ettiğinin, tarihi unutmadıklarının ve mücadeleyi sürdürdüklerinin göstergesi.
Putin, tarihteki Rus Çarı Deli Petro’ya benzetilir. Petro’nun deliliği hayalleri uğrunda verdiği mücadeleden kaynaklıdır. Aklını kaçırdığı yoktur ama çarlık Rusya’sına en parlak çağını yaşatmıştır. Uzun yıllardır Rusya’nın başında bulunan Putin de, Çeçenistan mücadelesi hariç verdiği mücadeleleri gerek sahada gerek masada almıştır. Hatırlayın Gürcistan’a savaş açarken, cılız sesler dışında kimse kendisine karşı koyamamıştı.
Bu yazıda amaç ne Rusya-Putin güzellemesi yapmak ne de övmektir. Objektif olarak bakıp gerçekleri görmek gerekir. Salgın gibi bütün dünyanın sıkıntı içerisinde olduğu bir dönemde böyle bir savaşın bedeli çok ağır olur. Üstelik küresel ekonomik krizinde etkilerini düşündüğümüzde bu gerilimi kaldırabilecek durumda değiliz. Bir an evvel Birleşmiş Milletler’in devreye girerek müdahale etmesi şart. Türkiye olarak, açıkladığımız gibi biz Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne saygılıyız ve böyle bir girişimin de karşısındayız.