Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy, Çanakkale Şehitleri’ne adadığı şirinde, şu dizeleriyle özetliyor aslında 18 Mart destanını…
“Şu boğaz harbi nedir? Var mı ki dünya’da eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi
Kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela..
Hani tauna da züldür bu rezil istila.”
Çanakkale Zaferi en güzel başka nasıl anlatılırdı bilmiyorum. Türk Milletinin kanıyla ve canıyla yazdığı bir destan olan Çanakkale’yi o ruhla gelecek nesillere aktarmak gerekir. Çünkü, Çanakkale, bitti öldü denilen Türk Milleti’nin dirilişiydi aslında. Çanakkale Mahşeri, aslında son Haçlı seferinin hüsranla son bulduğu bir destandı. Çanakkale sadece Millet bilincinin değil, gerçek manada Ümmet birliğinin de gerçek manada son kez buluştuğu bir er meydanıydı. Biz her ne kadar bu zaferi kendi milletimize adasak da, Çanakkale’deki mezar taşlarında Şam, Yemen, Hicaz, Bağdat, Balkan coğrafyası başta olmak üzere binlerce insanın şehit olduğuna şahit oluruz. Çanakkale’de Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Boşnağıyla, Arabıyla, Arnavuduyla tek bir millet tek bir yürek olduk.
Çünkü Çanakkale düşerse hepimiz biliyorduk ki Boğazı geçen Haçlıların saldırılarıyla İstanbul düşecekti. İstanbul düşseydi Anadolu düşecekti ve Anadolu’nun düşmesi demek Mekke ve Medine başta olmak üzere tüm İslam coğrafyasının istila olması demekti. Haçlılar yüzyıllar boyunca hayal ettikleri ve daha önce defalarca kez gerçekleştirdikleri Haçlı seferini 1.Dünya Savaşı’nı fırsat bilerek son kez gerçekleştirmek istediler. Ancak onlara Mustafa Kemal’in komutasındaki Mehmetçik geçit vermedi. Kimi Yamyam,kimi Hindu, kimi Anzak, kimi İngiliz, Yedi düvele karşı yazılan bir destanın adıydı Çanakkale. Ezineli Yahya Çavuş, Seyit Onbaşı, Anafartalar kahramanı Gazi Mustafa Kemal, 57. Alay ve Haçlılara geçit vermeyerek Şehit ve Gazi olan isimsiz binlerce kahraman…
Eğer Çanakkale olmasaydı, Milli Mücadele olmayacaktı. Eğer Çanakkale’de inançlı Mehmetçiğin verdiği mücadele olmasaydı biler olmayacaktık. Hasta adam ölecek, Anadolu haçlının hakimiyetinde olacak, hiçbir zaman esareti kabul etmeyen Türk Milleti belki de tarih arenasından silinecekti. Bizler belki olurduk ama adımız Hans, George, Michael, Vladimir, Toni, Olga, Alexandra olurdu.
Ne söylesek ne yazsak Çanakkale Destanı’nı anlatmaya kelimeler yetmez. Ancak o günleri yaşayan ve bu tarihin en önemli Deniz savaşını dizlerine taşıyan Mehmet Akif, Çanakkale Şehitleri’ne şiirinde duygularımıza tercüman olan en güzel sözleri dile getirmiştir. Bir kez daha Çanakkale’de şehit olan kahraman Mehmetçiğimizden Allah razı olsun. Onlar sayesinde bu topraklar bize vatan olarak kaldı. Bize düşen de onların torunları, evlatları olarak savaş meydanına taşıdıkları birlik ve beraberlik ruhunu, vatan aşkını gelecek kuşaklara aktarmaktır. Bir kez daha saygı ve minnetle…
Şüheda göğdesi, bir baksana, dağlar, taşlar..
O, rüku olmasa, dünyada eğilmez başlar.
Yaralanmış temiz alnından uzanmış yatıyor;
Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber
Sana aguşunu açmış duruyor Peygamber...