Ülkece uzun süredir ekononomik bir bunalımın içindeyiz.
Alım gücümüz bir hayli düştü
50 TL'yle markete girince bir peynir bile alamaz hale geldik
5 Litrelik Ayçiçek Yağı 120 Tl
Bursa'ya İzmit’ten tek yön gidiş 90 TL
Simit 3 TL
Bu liste böyle uzar gider
Aldığımız maaş elimize geçmeden aylık harcama planlarımızla eriyip gidiyor anlayacağınız
Hepimiz bunun farkındayız...
Farkındayız ama yine de nedense gündemimizde her gün farklı bir konu var
Mesela “ben açım” diyorum.
Hükümet; “İmamoğlu bir saat mola verip balık yedi” diyor.
“Ben ısınamıyorum” diyorum.
Hükümet: İmamoğlu seçilince Allah İstanbul’u karla çarptı diyor
“Benim Avrupanın gencinden ne farkım var ben neden 25 yaşımda dışarda kahve içmek dışında hiç bir şey yapamıyorum?” diyorum.
Hükümet: İmamoğlu Sezen Aksu’yu savundu diyor
“Ya benim 2+1 evime neden 500 tl elektrik faturası geldi?” diyorum.
Hükümet: Ama İmamoğlu karları temizlemedi diyor
"Neden Avrupa’nın en büyük havalimanının çatısı çöktü, uçuşlar durduruldu?” diyorum. Hükümet: İmamoğlu terlik almış(!) diyor.
Yani sanki daha önce İstanbul’a hiç kar yağmamış, sanki İstanbul’da hiç trafik aksamamış, sanki daha önceki belediye başkanları hiç mola verip yemek yememiş gibi bir algı yaratıldı.
Öyle bir algı ki hayatında hiç İstanbul görmemiş insan bile yorum yapmaktan kendini alamıyor.
Yani faturaları konuşmamızı istemeyen hükümet bize hergün konuşacak başka bir konu veriyor
Ve biz bu ayda eksi hesaplarımıza borç yazıp hiç derdimiz yokmuş gibi yine onların istediklerini konuşuyoruz.