YÖK başkanlığı bir açıklama yaptı ve YÖK Genel Kurulunda alınan kararı kamuoyuyla paylaştı. Üniversiteye giriş sınavında var olan baraj puanlarının kaldırıldığını duyurdu. Bu karar niye alındı, kime faydası var, uzun vadede ülke için, toplum için, sektörler için ve gençler için ne gibi yararları veya zararları olacak bunu irdelemek gerek.
Devlet ve vakıf olmak üzere üniversite sayımız 210 lara ulaştı ve kurulmak için sıra bekleyen veya çok fazla büyüdüğü için bölünme sırası bekleyen yani üniversite sayısını daha da arttıracak olan gelişmeler mevcut. Yakın bir gelecekte sayı 250 lere ulaşacağını tahmin ediyorum. Daha önce yapılan açıklamalarda zaten buna işaret etmiştir. Adı üniversite olmasına rağmen bir binadan oluşan , akademik kadrosu yetersiz, öğrencisi olmayan veya çok az sayıda öğrencisi olan yani verilen kontenjanları dolduramayan üniversitelerde mevcut. Şöyle basit bir örnekle anlatayım. Elinizde malınız var dışarıda da müşteri var ama kimse gelip sizin malınızı almıyor. Halbuki siz dışarıdaki müşteri potansiyeline göre üretim yaptınız, stok yaptınız. Ama satamadınız ve ürettiğiniz mal deponuzda kaldı. İşte durumumuz bu.
Baraj puanı kaldırılarak boş kontenjanlar doldurulabilirmi? Şayet tercih edilmeyen fakültelerin, yüksekokulların ve meslek yüksek okullarının bölümlerinin diplomalarının bir değeri yoksa, sektörlerde karşılığı yoksa, mezuniyetten sonra iş bulmak için bir işe yaramıyorsa neden tercih edilsin? Gençler sadece puanı yettiği için buraları tercih edermi? İki yılını veya dört yılını bir sürü masrafa katlanarak, ailesine yük olarak ve mezun olduktan sonra da işsiz kalacağını bile bile sırf bir diploma sahibi olmak için tercih edermi veya aileler bunu istermi?
Yüksek öğretimle ilgili uzun vadeli planlarımız varmı? Örneğin önümüzdeki 30 yıl içinde kaç işletme mezunu ( lisans )’ na ihtiyaç var? Kaç hukuk mezununa ihtiyaç var? Kaç jeofizik mezununa ihtiyaç var? Kaç resim öğretmenine, kaç fizik öğretmenine, kaç din bilgisi öğretmenine, kaç tıp doktoruna, kaç hemşireye ? Bunları biliyormuyuz ve bilip de mi fakülte ve bölüm açıyoruz, üniversite kuruyoruz? Yoksa nasıl olsa ileride ihtiyaç olur hele bir açalım mı diyoruz. Ben bilmiyorum !!!
Örneğin meslek yüksek okullarında öyle bölümler var ki bir çok fakülte bölümünden çok daha avantajlı durumdadır. Mezun olduğunda yüksek oranda iş bulma garantisi olan bölümler var. Lojistik bölümü, Özel Güvenlik Bölümü, Büro Yönetimi ve sekreterlik bölümü, odyometri bölümü, tıbbi dokümantasyon ve sekterelik bölümü gibi. Üniversiteye gidecek gençler şimdi buna bakıyor. Aldığım diploma işime yarayacakmı, bu diplomayla ben ne yaparım diye düşünüyor. Bu gün beş bin lira aylık ücretle çalışan avukatlar var , asgari ücretle çalışan mühendisler var, motokuryelik yapan iktisat, işletme, kamu yönetimi, öğretmenlik branşlarından mezun insanlar var. Barajı kaldırınca geleceği belirsiz bu bölümler dolacakmı?
Geçtiğimiz yıllarda önlisans bölümlerine yani meslek yüksek okullarına sınavsız geçiş vardı. Biz bu deneyimi daha önce yaşadık ve çok sıkıntı çektik. Doğru dürüst adını yazamayan öğrenci geldi. Hiçbir emek harcamadığı, gayret sarf etmediği için okuduğu okulun da kıymetini bilmedi. Karşısındaki öğretim görevlisinin, öğretim üyesinin de kendisi gibi emeksiz oraya geldiğini düşündü. Daha sonra bu uygulamadan vaz geçildi ve bir nebze olsun kalite geldi veya gelmişti.
Asıl yapılması gereken nedir? İhtiyaç analizi yapılmalı ve fakülteler, yüksekokullar, meslek yüksek okulları buna göre yeniden yapılandırılmalı, ders programları ve müfredatları yeni gelişmelere göre sil baştan oluşturulmalıdır. Akademik personel seçerken ve alırken liyakat esaslı davranılmalı, alanla ilgili, deneyimli ve kendini geliştirmeye açık kişiler seçilmeli. Kadrolar birimler arasında adil bir şekilde dağıtılmalı ve kullanılmalı, öğrenci gelmeyen bölümlere kadro verilmemeli hatta hemen kapatılmalıdır. Akademik personelin akademik çalışma yapması teşvik edilmeli hatta zorunluluk getirilmelidir. Akademik personelin alanıyla ilgili sektörlerle ilişki kurması, sahada neler oluyor, ne gibi gelişmeler var bilmesi, öğrenmesi kendini geliştirmesi ve yenilemesi istenmelidir.
Benim bu konuda görüşlerim biraz daha ileri safhada. Üniversite sınavı tamamen kalkmalı ve üniversiteler öğrencisini kendi seçebilmeli veya bunu bir başka açıdan söylersek öğrenci lise başarısına göre, coğrafi tercihine göre, eğilimine göre ( sosyalcimi, fencimi, sanatçımı ) kendisi üniversite tercihi yapmalı ve oraya yazılmalı. Her ilde üniversite mevcut ve üniversite sayımız buna yeterli olacak seviyededir. Ayrıca meslek yüksek okulları üniversite bünyesinden çıkarılıp doğrudan Milli Eğitim Bakanlığına bağlanmalı ve fakülte de lisans eğitimi almak istemeyen gençler ilkokuldan başlayarak yeteneğine göre meslek yüksek okuluna kadar kesintisiz eğitim almalıdır. Dolayısıyla meslek eğitimi orta ve önlisans olarak birbirine entegre olmalıdır. Buralarda görev yapan akademik personel isterse bulunduğu okulda görevine devam etmeli veya alanına uygun fakültelere geçişleri sağlanmalıdır. Bu aynı zamanda şimdi yakındığımız her yıl ikibuçuk milyon öğrenci sınava giriyor söylemini de ortadan kaldıracaktır.
Günümüzde diploma değil kişinin yetkinliği , becerisi, problem çözme başarısı, zorluklara uyum sağlama yeteneği ve gelişmeleri takip edip kendine pay çıkarabilmesi önemlidir. Eğitim öğrenciye bu becerileri ve yetkinlikleri verebildiği ölçüde başarılıdır.
Sınavda barajın kalkması umarım herkes için yararlı olur tabi bunun sonuçlarını birkaç yıl sonra göreceğiz ve esas değerlendirmeyi o zaman yapacağız.
Hoşçakalın.
Prof.Dr.Gazi Uçkun
ARTIK YAZI TURA İLE SORULARI CEVAPLA 0.5 ORTALAMA DOĞRU SORUYLA KESİN ÜNİVERSİTEYİ KAZANIRSIN BU YÖK BAŞKANININ PROFLUK ÜNVANI İNCELENMELİ
Kaleminize yüreginize saglık hocam baraj kaldırılması ile ihtiyac fazlası mezuniyetin ulkemiz genelinde nasıl bir sonuc gösterecegini hep birlikte yaşamak suretiyle görecegiz.
Hocam kaleminize sağlık acaba amaç barajı dahi aşamayan imam hatip liselilerin önünü açmak mi hedef tam bir eğitime darbedir ne söylesek az
Hocam eğitim kimin umurunda çok güzel tespitleriniz için siz yürekten kutluyorum her kurumu yerle yeksan etmek denir buna eğitimsiz bir toplum siyasilerin işine geliyor barajı geçemeyen imam hatip liselileri içim yapılan bir uygulama
İlk defa oy kullanacak onsekiz milyon civarında olan ve Z kuşağı dediğimiz gençlerden oy alabilmek için yapılan bir uygulamadır.