Bu kentte Güngör Arslan’ın kılıcının önü de arkası da keserken, herkes önünde el pençe durup saygıda kusur etmezken, onun nasıl biri olduğunu, bu işlerden nasıl para kazandığını kendisinin bana anlattığı gibi anlatmıştım.
Şantajcı olduğu, “Gazeteci yazmadıklarından kazanır” cümlelerini övgüyle anlattığını, yazdığı çizdiği kadar dürüst ve delikanlı olmadığını yıllar önce ifade etmiştim.
Malumunuz o günlerde tabiri caiz ise “Kral çıplak” demiştim…
Çünkü o günlerde kendisi ağa paşayken, Gebze’de hasbelkader gazeteciliği meslek edinmiş evine üç kuruş ekmek götürmeye çalışan gazetecileri “50-10 liralık adamlar” gibi çirkin sözlerle küçümsüyordu.
İlahi adalet işte…
O günlerde kirli işlerinden kazandığı paralarla milyonluk adamken, zaman içerisinde Allah’ından buldu.
Gazetesi FETÖ terör örgütüyle iş birliği yaptığı gerekçesiyle kapatıldı utanmadı…
Devlet milyonlarına el koydu utanmadı…
Defalarca dövüldü, sövüldü, itildi kakıldı utanmadı…
Bildiğim kadarıyla gazetesi kapatıldıktan sonra 2-3 defa internet haber sitesi kurdu her seferinde o siteler kapatıldı utanmadı…
Üç kuruşluk diye gördüğü küçümsediği gazetecilerden daha perişan hale geldi.
Tabi tüm bu olanları hazmedemediği için eski gücüne kavuşma hırsı ile yine geçmişte yaptığı yöntemlerle para kazanmaya çalıştı.
Şimdide kimse kurusa bakmasın ama hak ettiği yeri buldu.
Ben hayatım boyunca kimsenin düşkünlüğüne sevinmedim.
Güngör Arslan’ın bu düşkünlüğünü ve hırsını gördükçe sadece üzüldüm.
Veren de Allah, alan da Allah…
Yarın kimin ne olacağını yalnızca Allah bilir.
O yüzden ömrüm boyunca kimseyi küçümsemedim, kimsenin düşkünlüğüne de sevinçten avuç ovuşturmadım.
Şunu biliyorum ki; hayatının her saniyesini onurlu ve şerefli yaşayacaksın!
Sadece para ve güç hırsıyla yaşayanlar, belirli bir noktadan sonra onurunu ve şerefini kaybeder.
Evet, uzun yıllardır beklenen oldu ve Göngör Arslan hak ettiği şekilde ve hak ettiği suçlarla tutuklandı.
Şuna da eminim ki; çıktığı ilk günden itibaren yine aynı hırsla “gazetecilik yapıyorum” adı altında sağa sola saldıracak, şantaj mı derseniz ne derseniz deyin aynı hızla freni patlak kamyon gibi daha da uçuruma doğru sürüklenip gidecek.
Bu yaptıklarının adı kesinlikle “mücadele” değil…
Arsıza çivi çakmışlar bu tıkırtı nereden geliyor diye sormuş!
Onun ki de o misal…
******************
Tabi bir de dinazorlar kafilesinden İsmet Çiğit var.
Kocaeli’de adı en çok bilinen saygı duyulan gazetecilerden biriydi.
Mesleğimizin abilerinden…
Kendisi gazetesini her gün küfür ettiği partinin mensuplarına dudak uçuklatacak fiyatlara satıp, aldığı milyonları Kıbrıs’ta kumara veren bir abimiz.
Parayı bitirince sattığı gazeteye işçi olarak başlayıp, bir süre sonra da yediği kaba pislediği için işten kovuldu.
İşten kovulunca hızını alamayıp geçmişte sövdüğü Güngör Arslan’la bir araya gelip internet haber sitesi kurdular.
Kendilerince gazetecilik oynuyorlar.
Bir yandan kendi egolarını tatmin etmeye çalışırken, bir yandan da “gazetecilik” adı altında milletin canını yakıyorlar.
Her şeyin bir bedeli olacaktı muhakkak…
İsmet abimizin son yıllarda yazdığı yazıları okursanız, hemen hemen tamamında fakir edebiyatı yapıyor kendisi…
Her yazısında cebinde 5 kuruşu olmadığını dile getiriyor.
Bu fakir abimizin Göngör Arslan’ın gazına geldiği bariz belli.
Göngör, “Abi sen gel yeter ki, para işi bende” demediyse ben bu hayatta bir şey bilmiyorum.
Göngör’ün para kazanma şekli belliydi, sende bunu bile bile gittin.
Şimdi ben yapmadım, ben etmedim, ben görmedim deme.
Bize kumpas kurdular diye yalandan yere kendini paralama…
Göngör’ün yaptığı çirkinlikleri savunma…
Evet, sen geçmişinde temiz bir gazeteciydin, ama artık değilsin.
Göngör Arslan ile ortak bir yola girerek sende kirlendin İsmet Çiğit.
Sizin devriniz bitti…
Sana bir kardeş ve meslektaş tavsiyesi; bırak bu işleri daha fazla onursuzlaşma!
helal olsun kardeşim çok güzel bir yazı kaleme almışsın tebrikler ismet çiğit düştüğü durumu başkaları 3 şahıslar ibretle görüyorda o hala bu tıkırtı nereden geliyor diyor zavallı adam güngör aslanla ilgili vcümle kurup zayı etmek istemiyorum siz çok güzel ifade etmişsiniz zaten