Fiyat artışı ve tüketici reaksiyonları
Zeynep Tepe
Ramazan ayında, özellikle iftar sofralarının vazgeçilmezi olan ve her yıl olduğu gibi büyük ilgi gören Ramazan pidesinin fiyatları, bu yıl da tartışmalara yol açtı. Geçtiğimiz günlerde ilimizde 30 TL olarak açıklanan pide fiyatı, İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde 25 TL civarındayken, aradaki fark dik-kat çekmişti. O dönemde, "Bu fiyatta kalmaz," demiştik ve nitekim haklı çıktık. Şimdi ise yeni bir açık-lama yapıldı ve yumurtalı susamlı pidenin fiyatı 35 TL olarak belirlendi.
Bir fırıncı, yumurtalı susamlı pidesiyle ilgili yaptığı açıklamada, "35 TL'den satılacak" dedi. Yani, ön-ceki fiyat artışı sadece başlangıçmış. Şu anki fiyatlarla, bir ikili pide 70 TL, dörtlü pide ise 150 TL oldu. Bu fiyatlar, Ramazan ayında pidenin sadece bir öğünlük bir yemek olmadığını, aynı zamanda maddi açıdan da ciddi bir yük oluşturabileceğini gösteriyor.
Ama en ilginç olanı, 35 TL'lik pideyi üretmek için fırıncıların pidenin üzerine sadece yumurta sarısı sü-rüp, birkaç tane susam serpmeleri. Gerçekten de, bu işin bir başka boyutu. Yumurtalı susamlı pide için yapılan bu fiyat artışı, aslında sıradan bir pide ile arasındaki farkın neredeyse sadece estetik bir doku-nuş olduğunu gözler önüne seriyor. Üç-beş tane susam ekleyip, üstüne fırçayla yumurta sürmek, bu kadar yüksek bir fiyat farkını haklı çıkarır mı?
Bir yanda fırıncılar için artan maliyetler, diğer yanda ise tüketiciye yansıyan bu artışlar, maalesef bir dengeyi sağlamakta zorlanıyor. Özellikle ekonomik olarak zorluk çeken dar gelirli vatandaşlar için, 35 TL'lik bir pide gerçekten de büyük bir yük olabilir. Ayrıca, bu tür fiyat artışları, vatandaşların bu ürün-lere olan talebini nasıl etkileyecek, zamanla bu fiyatlarla satış yapılabilecek mi, bunlar da belirsiz.
Ramazan ayında, insanlar sadece bedensel değil, manevi olarak da bir doygunluk arayışı içindeler. O yüzden, Ramazan pidesinin kalitesi kadar fiyatı da önem taşıyor. Sonuçta, Ramazan ayı, paylaşma ve yardımlaşma zamanıdır. Pidenin fiyatının yükselmesi, sadece tüketicilerin cebini değil, aynı zamanda manevi havayı da olumsuz etkileyebilir. Fırıncılar, kaliteli ürün sunmanın yanında, tüketicinin alım gü-cünü de göz önünde bulundurmalı. Bu dengeyi sağlamak, aslında herkesin yararına olacaktır.