Tüm dünyayı bir yıldır esir alan Korona Virüs salgını uzmanların uyarılarını haklı çıkardı. Kış aylarında salgının artacağını ifade eden Uzmanlar bir kez daha haklı çıktı ve günlük vaka sayımız 30 binleri geçiyor. Açıklanan günlük vaka sayıları virüsün artık içimizde olduğunu gösteriyor.
Sonbaharla birlikte virüsün artışa geçmesiyle hep söylediğimiz bir cümle vardı: “Çember daralıyor” şeklinde. Artık şunu net bir şekilde söyleyebiliriz. Çember filan kalmadı, virüs artık çemberimizde değil direk içimizde. Önceden rakamlardan ibaret olan vaka sayıları, şimdiyse gözümüzün önünde bildiğimiz, tanıdığımız insanların hastalığa yakalanmasına dönüştü.
Her gün birden fazla tanıdığımızın salgına yakalandığı haberini almakta ve yayınlamaktayız. Gerek kamuoyunda bilinen gerekse yakın çevremizden tanıdığımız kişilerin Korona Virüs salgınıyla hem üzülüyor hem de tedirginlik yaşıyoruz. O zaman bu durumda yapmamız gereken bir şey var. Yetkililerin sık sık uyardığı gibi maske-mesafe-temizlik kuralların harfiyen uymalıyız. Günlük 30 bini geçen vakalara karşın tedbir almazsak bu gidiş ayda 1 Milyon vakaya bizi götürecektir. Bu gerçekten düşünüldüğünde korkunç bir rakam. Salgınla mücadele de en sıkı tedbirleri alan Türkiye’de, bu iş artık kontrolden çıktı. Kısıtlama kararları, alınan tedbirlerin etki etmesi için kişisel olarak önlemlerimi artırmalıyız. Zira bu tedbirlerin sonuç vermesi de zaman alacaktır.
Virüsün yayılma alanlarına öncelikli kendimiz müdahale etmeli ve fırsat tanımamalıyız. Şu anda en çok yayılım aile içinde, komşuluk ve akrabalık ilişkilerinden kaynaklanıyor. Bu yüzden yakın görüşmelere ara vermeliyiz. Sevdiklerimizi korumak için buna mecburuz. Salgını kontrol altına almak için teması hemen kesmeliyiz. Aksi halde bu yayılma hızıyla yakın zamanda Türkiye’de salgına yakalanmayan kimse kalmayacak.
Bu süreçte bizim kısa bir süre sabra ihtiyacımız var. Salgına dur diyecek aşılama çalışmaları önümüzdeki hafta başlayacak ve kısa süre içinde bu illetten kurtulacağız. Kurtuluş gelene kadar da bir süre daha maske ve mesafeye dikkat edip, yakın temastan kaçınmalıyız.
YEREL YÖNETİMLERDEN TALEP
Salgını kontrol altına almak için yerel yönetimlere de büyük görev düşüyor. Şu anda Belediyelerimiz önlem ve tedbir noktasında benim nazarımda birinci derecede sorumludur. Vakalar daha ilk çıktığı günlerde belediyelerimiz ciddi tedbirler almıştı. Şimdi tekrar başa dönme zamanıdır. İlk zamanlarda aldığını tedbirleri şimdi daha ciddi uygulamak zorundasınız. Şu süreçte lütfen etkinlik yapmaktan, insanları bir araya getirmekten kaçının. Neredeyse bütün mekanlar kapatılmışken, bilmem ne günü etkinliği adı altında, bilhassa kapalı salon toplantılarında insanları bir araya getirmekten vazgeçin. “Şov yapacağım” diye kimsenin sağlığını riske atmayın. Zaten artık meslektaşlarımız da tedbir kapsamında bu tip etkinliklere katılmamakta. Kendi ailesiyle bile yakın temas kurmaktan kaçınan bir gazeteci olarak yapacağınız toplu programlar şahsi olarak zerre umurumda değil. Siz de gelin bu konuda sorumlu davranın ve birkaç ay riske imkan tanımayın.