Kâbus gibi bir yıl…Oysa ki ne güzel umutlarla başlamıştı 2020 yılı..Şimdi ise geriye baktığımız zaman hiçbir zaman hatırlamak istemeyeceğimiz bir yıl olarak geride kalıyor. Dünya 2020 yılına Çin’de görülen Korona Virüs’ün gölgesinde girmişti. Ama hiç kimse, gözle görülemeyen, hiçbir şekilde hissedilemeyen bir virüsün bütün dünyayı esir alacağını tahmin etmiyordu.
*
Ancak kısa sürede bütün dünya büyük bir düşmanın etkisi altında kaldı. Böylesine bir salgından Türkiye’nin etkilenmemesi beklenemezdi. Dünyanın mega bir köy haline geldiği süreçte, en ufak bir değişimden Türkiye’nin etkilenmemesi mümkün değildi. Nitekim öyle de oldu ve 11 Mart’ta ilk vakanın görülmesiyle birlikte biz de ne yazık ki bu illet virüsten nasibimizi aldık. 9 aydır alınan tedbirlere rağmen bu virüsün etkisinden bir türlü kurtulamadık. Zaman zaman büyük düşüşlerin yaşandığı Koron Virüs salgını, en ufak rehavette ne kadar tehlikeli olduğunu bizlere bu süreçte defalarca kez gösterdi.
*
Evet gerçekten bu yılı hiç ama hiç hatırlamak istemiyoruz. Aylarca sevdiklerimizden uzak kaldık. Can bildiklerimize aylardır sarılamıyor, hasretleri burnumuzda tüten can parçalarımıza aylardır gidip gelemiyoruz. Sevdiklerimizi korumak için onlara yaklaşmadığımız zaman vebalı muamelesine maruz kaldık. Aylarca başka bir ile gidemedik. Covid 19 bizden bir çok şeyi aldı götürdü. En başta on binlerce insanımızı aldı. Binlerce insan hayata tutunmak için yeri geldi aylarca tedavi gördü. Binlerce insanımız işinden ekmeğinden oldu. Belki fert olarak bu yıl içinde kendi adımıza güzel gelişmeler yaşadık ama neresinden bakarsanız bakın hatırlamak istemediğimiz, hafızlarımızdan sildiğimiz bir yıl olarak veda ediyoruz 2020’ye…
*
Bu kabus gibi yıl bize bir çok şeyi de öğretti aslında. Sağlıklı yaşamın önemini öğrendik. Temizliğin önemini kavradık. Sevdiklerini korumak için fedakarlığın ne derece önemli bir şey olduğunu öğrendik. Sabrı, metaneti öğrendik. Teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin insanoğlunun aslında ne kadar aciz olduğunu öğrendik. Maskeyle yaşamayı öğrendik ya da öğrenmeye çalışıyoruz. Her şeyden önemlisi sevdiklerimizin kıymetini öğrendik. Kimin dost, kimin insanları düşündüğünü, kimin hayata değer kattığını öğrendik. Bu yüzden 2020 bizim için bir ders yılı oldu.
*
Şimdi bütün dünya kısıtlama tedbirleri altında 2021 yılına girmeye hazırlanıyor. Belki klasik olacak ama 2021 yılına da umutla giriyoruz. Ama bu kez geçmiş yıllardan farklıyız. Bu kez elimizde güçlü bir silahla 2021’ye merhaba diyoruz. Çok şükür aylardır beklediğimiz aşı bu yıl içinde uygulanacak. Merakla beklediğimiz Çinli Sinovac firmasına ait Korona Virüs aşısının ilk partisi Türkiye’ye ulaştı. Maske, mesafe ve temizliğin yanında bu kez elimizde en güçlü silah aşı bulunuyor. Umarım bu aşı şu virüsü yenmede elimizde en büyük teknolojik güç olacak. Gerisi de tedbirlere uyup, aşıların başarılı olması için dua etmek ve aşıya karşı direnmemekten geçiyor. Evet bir çok insanımız aşının güvenirliliği konusunda endişeli. Ancak unutmayalım en kötü aşı, korona virüsten daha tehlikeli değildir. Elimizde başka çare de olmadığına göre aşıyı bir an evvel uygulayalım ve yaz aylarına rahat bir nefes alarak girelim.
2021 yılının ülkemiz ve tüm insanlığa hayırlar getirmesini diliyor, güzel bir yıl olmasını temenni ediyorum…