BIST9.350,01 %0.41
USD39.3927%0,11
EURO45,5268 %-0.0
ALTIN4.309,22 %0.57

Zirve Dağ Evi cennetten bir köşe 

Cemal Kaplan

Abone OlGoogle News
04 Ağustos 2024 17:10

1965 yılında ailemle birlikte göç ettiğimiz Kocaeli’de 60. ikamet yıldönümüne yaklaşıyorum. Ömrümün çoğu bu şehirde geçti. Köklerim Mardin ve Şanlıurfada olsa bile artık kendimi Kocaeli’nin yerlisi gibi görüyor ve böyle de hissediyorum. 

İnsanın ruhu meraklı, mesleği de gazeteci olunca yaşadığın yeri tüm yönleriyle bilmek ve kabul etmek hiç de zor olmuyor. Zaten Kocaeli, yurdun neresinden gelirse gelsin, kişinin kendi yöresinden ezgiler, arkadaşlar, yemekler bulabildiği mozaik bir şehir. 

Kocaeli’ye geldiğimden bu yana gerek merakım, gerekse mesleğim nedeniyle bu güzel şehrin birçok bölgesini gezdim. Haber yaptım, köy programı çektim, meslektaşlarım ve kıymetli kardeşlerim Halit Yılmaz ve Hakan Süer ile yollara düştüm… 

Bu sebeple Kocaeli’nin yoluna, turizmine ve lezzetlerine çok hakim olduğumu zannederdim ki, geçtiğimiz hafta başına kadar. 

Biraderim Atalay ve The Jones kafe sahibi Abdullah ile birlikte gece geç saatlerde Yuvacık’ın sırtlarına doğru çıktık. Buralarda çok haber yapmışlığımız vardır. Gecenin o sessizliğinde anılarım bir bir canlandı. Bir keresinde kayıp bir çocuğun haberi için gelmiştik. Ormanlık alanda çadır kurmuş, günlerce çocuğu- arama kurtarma faaliyetlerini takip etmiştik. Yanılmıyorsam 5 gün sürmüştü. O kadar aramaya rağmen çocuk bulunamadı. 

Ben böyle anıları tazelerken, tahmini 30-40 dakika sonra bir işletmeye ulaştık. Geldiğimiz yer Zirve Dağ Evi isimli bir işletmeydi. Emekli öğretmen ve herkesin ‘Anne’ diyerek hitap ettiği Beyhan Gülebaş’ın çabası ile kurulmuş. Ardından, Kocaeli siyasetinin yakından tanıdığı, Zafer Partisi Kocaeli 28.Dönem Milletvekili Adayı ve Başiskele Belediye Başkan Adayı olan oğlu Alper Gülebaş’ın da omuz vermesi ile birlikte, dağ başında adeta bir cennet oluşturulmuş. 

Beyhan Hanım ve Alper Gülebaş, daha kim olduğumuzu bilmeden bizi kapıda karşıladı. Kendimi, evime giriyormuşçasına samimi hissettim. Kendimi Kocaeli’yehakim zannetmiş olmam sebebiyle verdiğim tepkiler işletme sahiplerini şaşırtmış olacak ki, uzun uzun konuşmaya başladık. Öncelikle yeni bir işletme değil, Yuvacık’ın doğasıyla bütünleşik ahşap bir tesis. Genç iş insanı Alper Gülebaş, kapsamlı bilgiler veriyor, sohbetimize Beyhan Hanım’ın sıcacık çayları eşlik ediyordu ki, aslında Kocaeli halkının burayı iyi bildiğini ve il dışı kadar Kocaeli’den de çok sayıda misafir ağırladıklarını öğrendim. Bir de kızları İlknur Gülebaş ile meslektaş çıktık. Birçok ulusal kanalda görev yapmış, şimdi de kendi TV kanalını kurmuş. Kanalının ismi İlk Zirve TV de işletmeyle çok bütünleşik. Hem kendi işlerini yapıyorlar hem de ilimiz turizmine müthiş katkı sağlıyorlar.

Çok konforlu ama bir o kadar da köy evi havasında. Büyük ahşap tesisin yanında, küçük bungalovlar da yer alıyor. Vatandaşlara adeta Karadeniz atmosferi yaşatıyorlar. Tıpkı Karadeniz yaylalarındaki ahşap evler gibi. Yemekleri de organik ürünlerle hazırlanıyormuş. Tesisin çevresinde çok güzel yürüyüş rotaları olduğunu öğrendim. Okçuluk sporu ile ilgilenen vatandaşlar da bu bölgeye oldukça rağbet gösteriyormuş. “Sen bir de buraları kışın gör. Tabloları aratmaz” dediler. Kış mevsiminde de gelmek üzere sözleştik. Ayrılırken, dostları orada bırakmış kadar yakın hissettim kendimi. 

Bu vesile ile sürekli farklı deneyimler arayan siz kıymetli okuyucularıma da katkısı olması dolayısıyla paylaşmak istedim.  

Ben geç keşfettim ama sizin için geç olmamasını dilerim. 

Zira huzura hasret kaldığımız şu günlerde, doğanın kalbinde bir tutam dinlenmek, hayattan fazladan bir gün çalmak kadar kıymetli.

Görüşmek üzere…

Yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.600 karakter kaldı
×

Bu sayfalarda yer alan yorumlar kişilerin kendi görüşleridir.
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde mavikocaeli.com.tr’nin görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır.
Yazılanlardan mavikocaeli.com.tr sorumlu tutulamaz.

0 Yorumlar

    Cemal Kaplan

    mavikocaeli.com.tr köşe yazarı

    Tüm Yazıları