Alemsiniz…
Cemal Kaplan
Kocaeli’de 60 yıllık bir yaşamım var. Bu hayatın içinde bazen keyifli bazen üzüntülü bazen de sürprizlerle karşılaştım.
Bugün, bu yaşamım sürecinde gözlemlediğim bir konudan bahsetmek istiyorum. Ya da dedikodudan… Ya da o ne der bu ne der hastalığından…
Veya “el alem” hastalığı diyelim.
Neyse, konu başlığına dönelim.
Biz yaşamımız boyunca onlar ne der bunlar ne der diye hayatımızı hissettiğimiz gibi yaşayamıyoruz. Bu el ve alem kimdir, necidir? Hiçbirimiz de tanımayız…
Bu; hata yapıldığında ya da içinden geldiği gibi davranıldığında insanlardan tepki alma korkusudur.
Kınanma korkusu, ayıplanma korkusu, kişinin elinden özgürlüğünü ve özgüvenini alır.
İnsan bu dünyada hata yapmak ve onlardan çıkardığı derslerle kendini düzeltip doğru yolu bulmak için var.
Hatalarımız bizi biz yapan, hatta ileriye taşıyan eylemlerdir.
İnsan “görgü adap ve ahlâk” doğrultusunda özgürce kendi içinden geldiği gibi yaşamalı hayatı.
***
İnsanların çoğu kabahati gizli işler. Ama bir başkası bunu yaptığı zaman sanki kendisi hatasızmış gibi kınamaya, ayıplamaya hazırdır ve eyleme geçer. Buna ben kusur bastırma diyorum.
Bastırılmış duygular her zaman tehlikelidir.
Eğer ben bu dünyada hatalarımla var olamıyor veya yer edinemiyorsam, yaşadığımın bir öneminin olmadığını düşünürüm. Bu da benim hayat enerjimi elimden aldığı gibi dünyaya kök salmamı da engeller.
Sesini beğenmemiş. Yüz mimiklerinle dalga geçmiş, kıyafetini beğenmemiş, düşüncelerini saçma bulmuş, içinden geldiği gibi söylediğin şarkıyı eleştirmiş, sesini beğenmemiş, dansını beğenmemiş…
Açıkçası hiç önemli değil.
Anı yaşamak, yaratıcının verdiği ve vermediği özelliklerle var olmak gibisi yoktur.
El alem, insanın kendi kendine koyduğu sınırdır. Yapmak isteyip başkasının yaptığını görünce kapıldığı haset ve ayıplama duygusudur.
Eleştirilmekten korkanın diline yuva yapar, “el alem ne der” düşüncesi…
Kusur aramak, kötüyü görmek kolaydır.
Marifet güzeli, iyiyi görebilmekte…
Öyle yaşayalım ki hayatı, hikayenin sonunda kendimizden özür dilemek zorunda kalmayalım.
Haydi hoşça kalın.