21 Ekim sabahına bazı dostların kutlama mesajları ile başladık, ‘Dünya Gazeteciler Günümüzü(!)’ kutladılar.
Dünya’da çokta yeri, tarihsel kökleri, çok büyük de anlamı olmayan bir Dünya Gazeteciler Günü..
Gazetecilere Ülkemiz’de de bir çok gün adanmış, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü anlamlı ve değerli bulurum, diğerleri ise çokta gerekli değil.
Günümüzde, özelikle Ülkemiz için açık yüreklilikle söyleyebilirim ki, gazetecilik neredeyse bitti.
‘Yandaş medya’, ‘yoldaş medya’, ‘iktidarın sesi’, ‘muhalefetin sesi’ günümüz medyasının, gazetelerinin ve gazetecilerin tam karşılığı bunlar olmuş.
Yasal kısıtlamaları ve her hangi bir haber ve yorumdan dolayı adliye yollarının açık olması da ayrı bir sıkıntı, oysa sansürün kaldırılışını kutladığımız günümüz bile var, hangi sansür kalktı ki..
Gazetecilik, gelişen teknoloji karşısında doğal bir gerileme sürece yaşadı, sosyal medya, yazılı basını ezdi geçti, sosyal medyanın etkisi ve gücü yazılı basının yüz kat ilerisinde.
Yeni yasal düzenleme ile sosyal medyaya bile sansür geldi ya…
Bizim bölgemizde ki, gazetecilik ise G. Orwell’in tanımına uyuyor, “Gazetecilik birilerinin yazılmasını istemediği şeyleri yazmaktır. Geri kalan her şey halkla ilişkilerdir!” diyor G.Orwell..
Gebze Bölgemiz için hiçte gurur duymadan, çok ciddi anlamda utanarak yazıyorum, bu tanımlamanın dışında kaç tane gazete, kaç tane gazeteci var?
Dünya’nın haberdar olmadığı, Dünya’nın bilmediği bir Dünya Gazeteciler Günü…
Sağ olsun dostlarımız, gazetecilik mesleğini bizlere yakıştırıp, kutlama mesajları gönderen dostlarımız, hepinize nezaketinizden dolayı çok teşekkür ediyorum, ama yok öyle bir gün, yok öyle bir Dünya, yine de sizlere iyi niyetleriniz ve iyi dilekleriniz için teşekkür ederim..