Maraş merkezli büyük afet, Türk Ulusunun nasıl yüce gönüllü, nasıl merhametli ve ne denli güçlü olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Kayıplarımız çok büyük, acımız tarif edilemez, ama bunun yanında, deprem bölgesi için çırpınan yürekler, büyük fedakarlıklar da yüreğimize su serpiyor.
10 İlimizi etkileyen deprem, 4 şehrimizi neredeyse yerle bir etti.
37 bin civarında vefat var resmi rakamlara göre ama deprem bölgesinde çalışan, gözlem yapan arkadaşlarımız, maalesef ki kayıplarımızın çok çok daha yüksek olduğunu söylüyorlar.
Hala daha mucizelerin devam etmesi, yeni canlarımıza ulaşılması sevincimiz oluyor.
Geride eksik kalan, yarım kalan, acılar içinde kıvranan yaralılarımız, yakınlarını kaybeden, yaşadığı mahalleyi, semti, şehrini kaybeden, anılarını, hatıralarını kaybeden depremzedelerimiz için de çalışmalar devam etmekte.
Gün geçtikçe, her bir eksik kapanıyor.
Bu süreçte ki eksik ve hatalar da telafi ediliyor.
Giden canlar geri gelmez ama kalanların yaşamını devam ettirebilmesi için, yıkılan binaların yeniden yapılması için çalışmalar sürüyor.
Felaketin boyutları, verdiği hasar büyük ama biz bu yaraları sarar, yıkılanların yerine yenisini yapar, tüm mağdur vatandaşlarımıza sahip çıkarız.
Depremin hemen sonrasında bölgeye koşan, yardım götüren, yardıma giden vatandaşlarımızın refleksi ve katkısı çok büyüktü, can kurtarmak, yara sarmaktı ilk günlerde ki çabalar.
Şimdi yıkılan şehirlerimizi yeniden yapma zamanı ve Türk Halkı ayakta.
Son yapılan bağış kampanyasında Türkiye Tek Yürek oldu.
Tam 115 milyar 146 milyon 528 bin lira, SMS ile yollanan 9 milyon küsurat gibi kaldı.
Bu paralarla, geçici barınma ihtiyacı da karşılanır, 4 yeni şehirde yapılır.
Tek gecede, tek kampanyada toplanan para bu, Devlet’in aktaracağı, belediyelerimizin, STK’larımızın yaptığı bağış, katkı ve çalışmalar da en az bu rakamlar kadardır.
Bizim 4 Belediyemiz, Gebze, Darıca, Çayırova ve Dilovası, ekipmanları, personelleri ve tüm güçleri ile oradalar, Hatay’ın Defne İlçesini yeniden inşa ediyorlar, sırf bizim belediyelerimizin çalışmalarının maddi karşılığı milyarlarla ifade edilebilir.
Yardım kampanyasında toplanan paralar, yurt içi ve yurt dışından gelen diğer gelirler, bakanlıkların, hükümetin destekleri, belediyelerimizin katkıları, maddi olarak bunlar bile fazla iken, vatandaş da boş durmuyor.
Daha dün Sefa Aydın ve Soner Saka ile birlikte İSTOÇ’a gittik, tencere-tava ihtiyacı varmış, biner adet sipariş ettik, 15 civarında arkadaşımızın katkı ve destekleri ile 250 bin lira civarında yeni bir destekle bölgeye gitmeye hazırlanıyoruz, 120 tane de soba geldi, Soner Saka’nın girişimi ile.
Daha öncesinde de 2 tır, 3 kamyon desteği yine bu arkadaşlarımız sağlamıştı, Soner kardeşimiz, 6 tırını ilk günden beri depremzedeler için seferber etmiş durumda.
İlker hocam, bir aileyi konuk ediyor, Ahmet Oğuz da evini açtı bir aileye.
Bunlar öyle bizim 3-5 kişi bir araya gelerek yaptığımız katkı, destek, bizim gibi belki de milyon tane oluşum var, STK, kurum, kuruluş, şirket değil, öyle kendi halinde yurdum insanının yüreği, katkısı bu.
İlk günden beri gözlemlediğimiz, yürekli yurdum insanının çabası yaralarımızı saracağımızın, enkazın altında kalmayacağımızın açık göstergesi idi, 10. Gün de bu işi çok daha kolay yapacağımızı gördük.
Asıl büyük sıkıntımız ise siyasetle…
Yitirdiğimiz canlar üzerinden siyaset yapan var, enkazlar üzerinden siyaset yapılıyor, yardımlar, yaraları sarma üzerinden siyaset yapılıyor.
Yere batsın sizin siyasetiniz…
Elbet, deprem de gündemden çıkıp, normal yaşama dönülecek, o zaman hayatın gereği siyasette yapılacak, eleştiri de, gerekirse kavga da ama bu durumda bile, siyaset, gerilim ürütenlerden nefret ediyoruz.
Seçimler olacak mı?, ertelenirse ne olur?, yapılırsa nasıl yapılır?
Bunların tamamı da Ülke’de kriz yaratacak, ciddi sorunlar olabilir ama bunlar bugünün sorunu değil.
Canlarımız hala enkaz altında, hala daha soğuktalar, hala daha eksikler, yarımlar, acilen bu yaraları sarıp, tamamlanalım, sonrasında bunları da yaşayacağız elbette.
Biz çok büyük bir Ülkeyiz, bu Milletin bir ferdi olmaktan dolayı, bu dönemde bir kez daha gururlandık, biz bu yaraları sararız ama bu siyasetle ne yapacağız, orası muamma…