BIST9.877,59 %-0.3
USD36.2367%0,27
EURO38,0183 %0.36
ALTIN3.360,84 %-1.1

Bir dönemin renkli yüzü ve kayıp masumiyeti

Ayşe Nur Tekin

Abone OlGoogle News
03 Şubat 2025 00:00

1990’lı yıllar birçok insan için sadece bir zaman dilimi değil bir kültür bir hafıza ve bir ruh hali olarak zihinlerde yer etti. O yılların çocukları bugün yetişkin hatta anne baba oldular ama o dönem izleri müziklerden modaya televizyon programlarından sokak oyunlarına kadar hala yaşamaya devam ediyor. Peki 90’lar neden bu kadar unutulmaz? Belki de teknolojiyle henüz tam anlamıyla kuşatılmamış dijital dünyanın hızına kapılmamış son nesil olmasından. Belki de insan ilişkilerinin daha sıcak hayatın daha yavaş aktığı bir dönem olmasından.

90’lı yıllar televizyonun belki de en parlak dönemiydi. İnternet henüz hayatın merkezine yerleşmemişti. Dolayısıyla aile bireyleri akşamları aynı odada toplanır birlikte dizi veya film izlerdi. ‘’Bizimkiler’’ ‘’Süper Baba’’ ‘’Mahallenin Muhtarları’’ ‘’Ferhunde Hanımlar’’ gibi diziler aile sıcaklığını ve mahalle kültürünü yansıtan yapımlardı. Her evde bir televizyon vardı belki ama kanallar sınırlıydı. TRT’nin tekeli yavaş yavaş kırılmış özel kanallar hayatımıza girmişti. Star TV Show TV ATV ve tabi ki MTV’nin müzik dünyasını dönüştüren etkisi.

Sabahları çocuklar için çizgi filmler büyük bir heyecandı. ‘’He-Man’’ ‘’Şirinler’’ ‘’Ninja Kaplumbağalar’’ ‘’Voltran’’ gibi yapımlar şimdikinden çok daha sade ama bir o kadar da etkileyiciydi. Televizyon izlemek bir ödüldü şimdiki gibi sınırsız içerik yoktu. O yüzden her programın bir ağırlığı bir değeri vardı.

90’lar müziği deyince akla gelen ilk şey elbette kasetlerdir. Walkman’lar bozulmuş teypler kurşun kalemle sarılan kaset bantları. O yıllar aynı zamanda Türkiye’nin pop müzikte altın çağıydı. Tarkan Sezen Aksu Levent Yüksel Sertab Erener Barış Manço MFÖ gibi isimler sadece birer sanatçı değil dönemin ruhunu yansıtan simgelerdir. Tarkan’ın ‘’Kıl Oldum Abi’’ şarkısı Levent Yüksel’in ‘’Med Cezir’’ albümü Sezen Aksu’nun bitmeyen etkisi. Batı müziğiyle tanışma da hız kazanmıştı. Michael Jackson Madonna Spice Girl Backstreet Boys gibi global ikonlar gençlerin odalarını posterlerle süslüyordu. O dönemin rock grupları ise özgürlük ruhunu taşıyordu. Nirvana Pearl Jam Radiohead.

90’ların modası bugün birçok defileye ilham veriyor. Jean ceketler bol pantolonlar yüksel bel kotlar flanel gömlekler platform ayakkabılar. Modada cesur olmak önemliydi. Renklerin cümbüşü ve desenlerin uyumsuzluğu bile bir stil anlayışıydı. ‘’Cool’’ olmak için illa pahalı markalara gerek yoktu pazardan alınan bir tişörtle de tarz yaratılabilirdi.

Türkiye’de de gençler artık daha özgür giyiniyordu. 80’lerin katı kurallarından sıyrılıp daha rahat ve bireysel bir ifade biçimi yakalanmıştı. Saç stilleri bile başlı başına bir ifade aracıydı jöleyle dikleştirilmiş saçlar rengarenk tokalar scrunchie lastikler.

Bugünün dijital devrimiyle kıyaslandığında 90’lar tam anlamıyla analog bir dönemdi. İlk bilgisayarlar evlere girmeye başlamıştı ama internet hala bir lüks sayılırdı. Commodore 64 Atari ve Game Boy gibi cihazlar oyun oynamanın yeni yollarını sundu. Ancak sokak oyunları da hala vazgeçilmezdi. Seksek misket istop beş taş yakartop lastik atlama. Mahalle arkadaşlığı dijital değil yüz yüzeydi. Bir telefon araması yapmak bile bugünkü kadar basit değildi. Jetonlu telefonlar telefon kartları ankesörlü kulübeler. Cep telefonları ise ancak 90’lı yılların sonlarına doğru yaygınlaştı. Ericsson Nokia 3310 gibi modeller o dönemin en havalı aksesuarlarıydı.

90’lar aynı zamanda sinema açısından da verimli dönemdi. Türkiye’de Yavuz Turgul Zeki Demirkubuz Nuri Bilge Ceylan gibi yönetmenler Türk sinemasına damga vurdu. Yabancı filmler ise video kasetlerle izlenirdi. Mahallede ki küçük video kasetçiden film kiralamak başlı başına bir etkinlikti. ‘’Titanic’’ ‘’Forrest Gump’’ ‘’Matrix’’ ‘’The Silence of the Lambs’’ gibi filmler sinema tarihinde iz bıraktı. Ayrıca 90’lar mystrery ve aksiyon türlerinin altın çağını yaşadığı yıllardı. Senin de favorin olan ‘’The Dark Knight’’ filminin temelleri o dönemde atılan karanlık süper kahraman anlatılarından ilham almıştır.

90’lar belki de en çok ‘’geçmişin masumiyeti’’ olarak hatırlanıyor. Küreselleşmenin başlangıcıydı ama aynı zamanda yerel kültürlerin de hala güçlü olduğu bir zamandı. İnsanlar mektuplaşırdı dostluklar daha samimi anılar daha elle tutulurdu. Şimdiki hız çağında o yavaş ve derin zamanlara duyulan özlem belki de 90’ları bu kadar özel kılıyor.

Bu yazıyı okurken bir kaset çaları hatırladıysanız Atari’de geçirdiğiniz saatler aklınıza geldiyse ya da o eski dostlarla oynadığınız oyunlar gözünüzde canlandıysa işte 90’lar tam da o anlarda hala yaşıyor demektir. Çünkü 90’lar sadece bir zaman dilimi değil kalbimizde sakladığımız bir anılar kutusudur.

VE O KUTUYU AÇMAK HER ZAMAN BİR TEBESSÜMLE BAŞLAR.

Yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.600 karakter kaldı
×

Bu sayfalarda yer alan yorumlar kişilerin kendi görüşleridir.
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde mavikocaeli.com.tr’nin görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır.
Yazılanlardan mavikocaeli.com.tr sorumlu tutulamaz.

0 Yorumlar

    Ayşe Nur Tekin

    mavikocaeli.com.tr köşe yazarı

    Tüm Yazıları