Eğitim büyük bir sorun. Yıllardır bu sorun tartışılır durur. Ama bir yol bulunamaz. Çıkış yok. Sanki bir ormandayız çıkış yolunu bulamıyoruz. Çünkü kılavuzumuz yok. Neden bir çıkış yolu arayan yok? Neden aramıyoruz.? Bunun nedenleri üzerinde duracağız. Öncelikle neden bu sorunu kavrayamadığımız, neden hal çaresi bulamadığımızı anlatmak isterim. Eğitim meselemiz aslında oryantalizmin bize armağanı. Doğuyu geri bırakmak isteyen bu sistematik çalışma önce doğuda saat gibi işleyen eğitim sistemini çökertti.
Doğunun geri kalışı, batının yükselişi bu meselede saklı. Haçlı seferleri ile doğuyu tanıyan batı kütüphaneleri yaktı, bazılarını da ülkesine götürdü. Önce onları çevirdiler sonra sahip çıktılar, projeleri kopya ettiler. Rönesans ve reformları o bilgiler ışığında yaptılar, ama biz ne yaptık, hep geri gittik, hep hazır reçetelere kandık, hep maksatlı dezenformasyonlarla oyalandık. Hiçbir ciddi araştırma yapmadık, sorunun temeline inmedik, sürekli sistem değişikliğine gittik. Acele aldık, çabuk bıraktık. Ve bu günlere geldik.
Yok, kredili sistem, yok ders geçme, yok ortalama tutturma, yok bakalorya sistemi. Bir de sbs, ygs sınav sistemi test sınavlarına ayarlı öğrenciyi dershane okul ikileminde çarmıha gerdi, o yetmedi etüt merkezleri, o yetmedi matematik okulları, yetmedi yaz kursları, kamplar; öğrenciler tam bir yarış atına döndü.
Gençler hayatlarını yaşayamadılar. Düşünmek yerine kendilerini şıklarla ifade etme, kolay tahriklere kapılma, kitap okuma yerine face, tweetle hayatını sürdürme kolaycılığına kapıldı. Şimdi de AVM’lerde ömür tüketen sinema ve cafe köşelerinde pinekleyen marka tutkunu, az çalışan, çok kazanma peşinde koşan kültürsüz, dahası popüler kültürlü zavallılar sürüsü yetiştirdik.
Şimdi ne yapmalı? Elimizde hazır reçete yok. Hasta ortada, hastalık biliniyor ama tedavi için hazır bir ilaç bulamıyoruz. Ne ileri bir ülkenin sistemini kopyalamak akılcı olur, ne birçok örneği senteze kavuşturmak. O halde ne yapılmalı.? Bence bu konuda uzun ve derin araştırmalara ve bu araştırmaları yapacak uzman akademisyenlere ihtiyacımız var.
Eğitim fakültelerinin ileri ülkelerinin eğitim sistemlerini ve ayrıca kendi eğitim tarihimizi incelemeleri, ve bu alanda doktora tezleri yapmaları, ayrıca eğitim fakültelerinin yapacakları araştırmalarla yeni eğitim sistemleri ortaya koymaları,bu teorilerini pratiğe dökecekleri deneme liselerine, deneme ortaokullarına, deneme ilköğretimlerine, hatta deneme anaokulu ve meslek liselerine ihtiyaçları olacak.
Bu deneme okullarında denenerek, ortaya konacak sistemin gönüllü aileler ve öğrencilerle, fakültenin teorik ve pratik desteğiyle değişik sistemler somut olarak ortaya konulmalı, isteyen liseler bu deneme okullarından örneklemeyle yine aynı akademik kurumdan destek alarak uygulaması sağlanmalıdır.