Suç kimde?
Tuğrul Kırankaya
Ülkemizde uzun yıllardır yaşanan akıl tutulması hızlıca devam ediyor.
Yeni konumuz, hepimizin gündemi otellerde yangın güvenliği.
Birkaç gün sonra herkes yangın uzmanı. Geçmişte deprem uzmanı olduğumuz gibi...
Facia ve felaket yaşadığımız, yüzlerce, binlerce can verdiğimiz olaylarda olduğu gibi.
Türkiye’de insanlar çok kolay ölüyor.
Ülkede yasalara ve uygulamalara bakarsan Avrupa ülkesiyiz ama iş icraata geldiğinde Ortadoğu ülkeleri bile bizden ileri seviyede bulunuyor.
Her yasanın, her kanunun bir kolay yolu var. Kolayı yoksa bile, size kolaylaştıran birkaç aracıları var.
Ver parayı, al gerekli olan evrağını.
Otelmiş, kafeymiş, restoranmış, hamammış hiç önemi yok.
Geçtiğimiz günlerde emniyet yetkilileri, İzmit merkezde, belki de benim ihbar kabul edilen ısrarlı haberlerim üzerine denetleme yapıyor. Bildiğiniz bir kafeteryanın ruhsatı olmadığını, başka başka eksiklerinin olduğunu tespit ediliyor.
Hemen konuyla ilgili dosya sonuçlandırılıyor ve konunun muhatabı olan İzmit Belediyesi’ne gereğinin yapılması için hızlıca evrağını gönderiyor.
İzmit Belediyesi ne yapıyor peki?
Önce emniyetin tarafından iletilen evrak teslim alınıp, sümen altına koyulmaya çalışılıyor.
Bu konuda başarılı olamayınca, kafe sahibine ulaşılıp, gidip ruhsat için çalışma yapmasını söylüyor.
Kendi üzerine bu tarz işleri yapamayan kafenin sahibi işlemlere en baştan, emekli eğitimci babası üzerinden başlıyor.
Aylardır işlettiği kafe, ruhsat alamadığı, elektrik ve suyunun kaçak kullanıldığı tespitli kafe şimdi yeni açılmış gibi ruhsata başvurmaya uğraşıyor.
Orada, burada suçlular arayan ülkemizde, hiç kimse kendi yetkisine bakmıyor, kontrol dahi etmiyor.
Varsa yoksa hükümet suçlu, sanki muhalefet sütten çıkmış ak kaşık...
Bolu’da yanan otelde suçlular arıyor ve işkembeden sallayarak hepimiz buluyoruz ya.
Başımıza gelen birçok faciada çözüm üretmek, sonrası için önlemler almak yerine, sadece prosedüre uydurmak için evraklar hazırlamak da suç olmalı. Suç kabul edilmeli.
Emniyet yetkilileri ruhsatsızlığı ve eksiklikleri tespit ettiğinde, belediye yetkilileri gereğini yapmayı kendilerine vazife edinmeliler.
Yasalara ve kanunlar uygulamaya geçirildiğinde yandaş, yoldaş ayrımı yapılmamalı. Herkes için şartlar aynı olmalı. Kişinin kim olduğuna bakılmaksızın gereği yapılmaya çalışılmalı.
İşte o zaman sadece suçluları aramaktan ve kollamaktan öteye geçebiliriz.
Suç ortamının oluşmaması için gerekli olan önlemleri alabilir, kalıcı çözümler üretebiliriz.
Ortadoğu ülkesi olmaktan kurtulmak istiyorsak, gerekli kurallara riayet etmeyi şart olarak görmeliyiz.
Türkiye’nin çok daha iyi yerlere gelmesi hepimizin elinde.
Arsızı, hırsızı kollamak hiç irimize fayda sağlamaz.
Aksine zarar verir.
Benden söylemesi.