Enflasyon düşük, hadi yine iyiyiz
Tuğrul Kırankaya
Türkiye’de neler olur, her gün neler yaşanıyor, inanın ki hiçbirimiz anlayamıyoruz.
Sanki biz vatandaşlar bir başka ülkedeyiz, yönetenler bir başka memleketteler...
Asgari ücret açlık seviyesinin altında.
Emekli maaşları çok daha kötü durumda. 12.500 TL maaş alanlar artık 14.500 TL maaş almaya hak kazandılar.
Ülkemizde kira artış oranı yüzde 60...
Benzine, mazota, elektrik, doğalgaz ve suya gelen zamlar yüzde 300...
Et, süt ve ekmek artış oranları yüzde 100'ün hayli üzerinde.
Ama enflasyon TÜİK'in açıkladığı rakamlara göre aylık yüzde 5, yıllık yüzde 42 imiş.
Şimdi biz Türkiye’de yaşayan vatandaşlar olarak şu anki halimize gülelim mi, ağlayalım mı?
Ne yapalım, şaşkınlık içerisindeyiz.
Hiç kimse aç karnını doyuramıyor...
Hiç kimse zaruri ihtiyaçlarını karşılayamıyor...
Hiç kimse çocuğu için, kendi geleceği için hesap dahi yapamıyor...
Yatırım falan hak getire, gününü kurtaran mutlu oluyor.
3 öğün yemek yemek, evde ziyafet düzenlemek falan yok. Buna İhtimal de yok.
İnsanlar hastaneden randevu almaya korkuyor, eczaneden ilaç alamıyorlar.
Bu saatten sonra sadece cenazeye gideriz sanırım, o da çoğumuzun kendi cenazeleri olur.
Seyahate çıkmak, bir başka kente gitmek falan artık hayal. Tatil düşünen hiç kimsecikler kalmadı etrafımızda…
Eskiden olsaydı hiç böyle olur muydu?
Karnımız acıktığında Adapazarı’na, Bolu’ya giderdik. Sadece yemek yer, karnımızı doyurur geri dönerdik.
Hafta sonu termale gider, hamama, kaplıcalara girer, yine geriye dönerdik.
İstanbul’a gezmeye gittiğimizi, yiyip içtiğimiz günleri saymıyorum bile. O kadar fazladır ki sayısı…
Bursa’ya iskender yemeye, Edirne’ye sadece ciğer yemeye, Tekirdağ’a köfte yemeye gittiğimi hatırlıyorum.
Bu durumun zamanımızda hayalden öteye gidemeyeceğini de fark ediyorum. Daha da çok üzülüyorum.
Nasıl olacak bu gidişat, nasıl ayaklarımız üzerinde duracağız?
Geçinmek hepimiz için çok büyük dert olmaya başladı.
Hayatımızı idame edebilmek bile büyük lüks...
Kral çıplak diyenler cezaevlerinde, susup izleyenler el üstündeler.
Sen yanmazsan, ben yanmazsam, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa…
Yol yakınken ülkemizde liyakatlı kişilerin her alanda göreve gelmeleri gerekiyor.
Devletin her kademesi işgal altında. Bilgisiz, sorumsuz kişilerin sorumluluğunda…
Cami imamlarıyla, müezzinleriyle, din bilgisi öğretmenleriyle, gassallarla (ölü yıkayıcıları) bu iş buraya kadar.
Bütün vatandaşlar silkinip, üzerimizdeki tozdan kurtulmalıyız.
Geleceğimiz sadece bu şekilde kurtulur. Ülkemiz ancak bu sayede medeni memleketler seviyesine kavuşur.
Benden söylemesi.