Ofise gelip gidişimin yansıması
Orhan Balcı
Kasım ayının son cumartesi pazarındayız.
Kışın olmazsa olmazı olan, kar yağışını, bu ayın sonlarına doğru gördük.
Kentimizde daha çok ocak ve şubat aylarında gördüğümüz kar yağışını birkaç saatliğine olsa da kent merkezinde erken yaşamanın heyecanını hissettik.
Umuttepe gibi, Samanlı Dağları’nın eteklerinde Kartepe Bölgesi’nde, Başiskele Bölgesi’nde, Gölcük Bölgesi’nde etkili olan kar yağışının soğuğunu merkezde hissetmeye devam ediyoruz.
Yağmurun oluşturduğu çamuru, su birikintilerinin olumsuzluğunu yaşıyoruz.
Ne yazık ki bu olumsuzluğu yaşamaya sanki alıştık.
Günümüzde böylesi süreci yaşarken sabahları gazetenin ofisine gelişimle ve dönüşümde yaşadıklarımı paylaşmak işitiyorum.
Gazetemizin Körfez Mahallesi Şehit Rafet Karacan Bulvarı’ndaki ofisine gelmek için, Büyükşehir Belediyesi UlaşımPark’ın Plaj Yolu-Yuvam Akarca arasında çalışan 80 nolu otobüsüne İzmit Yenidoğan Durağı’ndan saat 08.25 gibi biliniyorum.
D-100, Gar, tekrar D-100, Leyla Atakan Caddesi, Erenler Camii, yeni yapılan kent meydanının önünden, Kocaeli Valiliği yerleşkesi, kapalı olan Real AVM’sinin paralelinde ofisimizin 50 metre ilerisindeki durakta inerek işe başlıyorum.
Dönüşte ise Doğu Kışla durağından tramvaya biniyorum. Seka Park’ta inip Zabıtan Mahallesi’nde D-100’e paralel olan evime geliyorum.
Bu yolculuğum gelişinde ve gidişinde bir çok hikayeyle karşı karşıya kalıyorum.
Kalkış durağı Derince’deki Kipa AVM’nin önünden olan 80 nolu otobüsün, Plaj Yolu Bölgesi’nden işe giden kadın ağırlıklı ve öğrencilerden oluşan bir yolcu profili var.
Yaklaşık iki aylık zaman diliminde kullandığım bu otobüsteki sürekli yolcularla göz aşınalığımız oluştu.
Birbirimize günaydın diyebiliyoruz.
Eğer otobüs doluysa birbirimize yer verecek nezaketi gösterebiliyoruz.
Bu aracı kullananların birbirlerine olan saygıları kentimizde aranan bir durum olduğunu da vurgulamak isterim.
Bazı yolcuların ve öğrencilerin ister otursun ister ayakta olsun, yurt dışında gördüğüm gibi kitap okumalarına da şahit oluyorum.
Buda beni son derece memnun ediyor.
Zaman zaman eski alınan otobüslerde olsa araçların bakımlı oluşu ve havanın soğuk olmasına karşın içinin sıcak olması son derece olumlu,
Ancak,
Aracın içinde tavanda yer alan arkalı önlü ekranın bazı araçlarda çalışmaması ise yakışmayan bir görüntü oluşturuyor.
O ekranlarda aracın nereden nereye gittiği, aracı hangi sürücünün kullandığı hangi durağa yanaşacağı bir sonraki durağın neresi olduğu yazıyor ve anons ediliyor.
Ayrıca Büyükşehir Belediyesi’nin Basın Yayın Servisi’nin paylaştığı haberlerin başlıkları da bilgi amaçlı yer alıyor.
Bu ekranların çalışma seyahat esnasında yolcuları bilgilendirme açısından da önem taşıyor.
Geldiğim güzergahta, hala tam anlamıyla hizmete girmeyen Milli İrade Meydanı’nı, devasa alandaki Real’in binasını, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin Muhtarlık, Bilgi İşlem ve Basın Yayın Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı binalarını gördüğümde, bu birimlerin ve dışarıda olan diğer birimlerinde içinde olacağı yeni bir hizmet binasının gerektiğini de net bir şekilde görüyorum.
Dönüşte ise Perşembe ve Cumartesi Pazarları’nın kurulduğu kapalı Pazar alanının karşısındaki Doğu Kışla Durağı’ndan büyük çoğunlukta kalabalık olan Tramvaya biniyorum.
Tramvaydaki konfor devam ediyor. Yeni gelenlerde kapıların üstündeki durakları gösteren tabelalar dijital olarak dikkat çekiyor.
Kapıların girişinde bulunan tanıtımın yapıldığı ekranlarda yenilerde tavana asılmış ve çalışır durumda olurken yenilerdeki koltuk dizaynı da farklı.
Ne yazık ki özellikle gençlerin yaş almışlara ve kadınlara yer verme konusundaki duyarsızlığı beni üzüyor.
Bugün ofise gelişimle gidişimde kullandığım lastik tekerlekli ve demir tekerlekli toplu taşıma araçlarındaki bazı noktaları sizlerle paylaşmak istedim.
Mutlu bir hafta diliyorum…