Emekçinin "Kıdem Tazminatı" kazanılmış haktır!
Orhan Balcı
Dünyada üretim yapan ülkelerin büyük bir bölümünde sanayi hep ön planda yer alırken üretim yapan emekçiler ve onların hakları insanca yaşam mücadelesi ve sömürülmemesi tarih boyunca hep gündemde kaldı kalmaya da devam edecek.
Sanayisi gelişmiş ülkelerde üreten emekçinin işverenlere karşı haklarını almak ve korumak için sendikalar üzerinden örgütlü olarak mücadele etmelerinin getirdiği olumlu gelişmeleri bir çok örnekle sıralayabiliriz.
Ülkemizde 1961 anayasasıyla emekçilerin kazandığı hakların 12 Eylül darbesinin ardından kabul edilen darbe anayasasıyla elinde alınmasının sonrasında sendikalaşma konusunda ise ileriye gideceğimize geriye doğru gitmemiz bir çok sorunu da beraberinde getiriyor.
Çalışanların sadece yüzde 10’unun sendikalı olduğu ülkemizde, kazanılmış hak olan ve yasalar ile teminat altına alınan yasal bir sistem olan kıdem tazminatının 2020 yılında fona devredilmesi gündeme gelmiş gelen tepkiler sonrasında vazgeçilmişti.
Günümüzde “Orta Vadeli Program” içerisinde yer alan "Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi"yleyine gündemimizde yer alıyor.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın Orta Vadeli Programı detaylı bir şekilde açıklamasının ardından katıldığı bir televizyon programında,
"Burada hükümetlerimizin yaklaşımı şu. İşçi kesiminin temsilcileriyle, değerlendirerek bu işi sonuçlandırmak. Yani tek yanlı bir çözüm dayatmak değil. Çözülmesi gereken bir mesele mi? Evet öyle. Ama bunu görüşerek, işçi ve işveren dengesi içinde ve özellikle işçi kesiminin temsilcileri, sendikalarla bu konuya yaklaşmak. Kıdem tazminatında maalesef çok ciddi problemler de var. Ödenmeme meseleleri var. Başka sıkıntılar var. Oluşturduğu bir belirsizlik var. Özellikle iş dünyası firmaları üzerinde. Dolayısıyla bir dönem bir fon oluşturup bununla bu problemi çözme gibi bir yaklaşım vardı. Dolayısıyla bunlar önümüzdeki dönemde yine Türkiye'nin gündemde olan konuları olacak" sözleri kıdem tazminatı ile ilgili konuyu farklı bir boyutta tekrar gündeme taşıdı.
Bu değerlendirmeler sonrasında,
DİSK ve TÜRK İŞ Konfederasyonları kıdem tazminatının emekçinin kırmızı çizgisi olduğunu dile getirdiler.
DİSK’e bağlı Gıda-İş Sendikası, tamamlayıcı emeklilik sistemi adı altında çalışanların kıdem tazminatını hedef alan Orta Vadeli Program'ın (OVP) geri çekilmesini istedi.
TÜRK-İŞ Yönetim Kurulu, "Kıdem tazminatı, işçiler bakımından taviz verilmez, vazgeçilmez, kazanılmış bir işçi hakkı haline gelmiştir. TÜRK-İŞ, kıdem tazminatı hakkının aşındırılması, biçim değiştirmesi, emekliliğin bir parçası haline getirilmesini değil korunması ve geliştirilmesi gerektiğini savunmaktadır. Kıdem tazminatında hak kaybına neden olabilecek girişimler artık sona ermeli" açıklaması yaptı.
Değerli okurlar,
Emekçilerin “Kıdem Tazminatı” yapılan mücadeleler sonrasında kazanılmış bir haktır. Bu yasalarca da teminat altına alınmıştır.
Bu önemli kazanım işverenin keyfi bir şekilde emekçinin iş akdini fes edememesinin adeta teminatıdır.
Kıdem Tazminatının kaldırılması veya fona devredilmesi yaklaşık yarım yüzyıla yakındır hep gündeme geldi.
Darbeci 12 Eylül rejimi bile bunu kaldırmayı göze alamadı.
Günümüzde yapılabilir mi?
Orta Vadeli Programı’nda 'Kıdem Tazminatı' ibaresi açıkça yazılmamış.
“Tamamlayıcı emeklilik sistemi” başlığıyla yazılmış ve bunun üzerinden yapılan değerlendirmelerle gündeme taşınıyor.
Türkiye'nin uzun zamandır karşılaşmadığı devasa iç açığı olduğu rakamların ortaya koyduğu gerçekle biliniyor.
Bu nedenle, Kıdem Tazminatı konusu bağlamında emekçiler açısından kazanılmış hakkın farklı bir sisteme dönüştürülmesi meselesi önümüzdeki günlerde çok konuşulacak gibi görünüyor.
Emekçiler, sendikalar ve konfederasyonlar konuyu çok dikkatli takip etmeli…