Keşke bugün 10 gol atabilsek
İsmet Çiğit
Bugün günlerden Kocaelispor günü. 1. Lig’in lideri Kocaelispor, bugün saat 13.30’da Malatya’da Malatyaspor ile karşılaşacak.
Bu maçın, biz gerçek Kocaelisporlular için farklı bir önemi var. Size bunu anlatmaya çalışacağım.
Yıl 2011. Kocaelispor perişan durumda. O dönemde Körfez Belediye Başkanı olan Yunus Pehlivan ile, AKP’nin Körfez İlçe Başkanı olan Engin Koyun (sonra bu adamı Kocaelispor’a Başkan tayin ettiler) aldıkları emir gereği bir hareket başlatıyorlar. Hedef, AKP’lilerin “Sefa Sirmen’in takımı” dedikleri Kocaelispor’u bitirip kapattırmak, yerine Körfez FK diye bir ucubeyi koymak.
Zaten çok kötü durumdaki Kocaelispor’un elindeki bütün futbolcuları beş kuruş bedel ödemeden alıyorlar. Kocaelispor’un sahaya çıkartacak futbolcusu yok. O dönemde Kocaelispor efsanesi Orhan Görsen çıkıyor, kulübün alt yapısındaki 15-16 yaş grubu, lise öğrencisi çocuklara, velilerinin izniyle lisans çıkartıyor.
9 Ekim 2011. Ligin 4. veya 5. maçı. Fikstür gereği İzmit’te Kocaelispor-Malatya maçı var. Malatya çok güçlü. Kocaelispor lise öğrencileri ile sahaya çıkıyor.
Hani Muhammet Ali’nin karşısına 48 kilo bir tüy siklet boksörü ringe sürersiniz ya. Öyle bir durum var. Muhammet Ali bu tüy sikleti döver miydi? Etrafında dans eder, bir iki dokunur, bırakır.
Malatya elbette bizi yenecek. Ama arkadaş 2-0 yen, 3-0, 5-0 yen. O Malatya takımı bizim çocuklara 9 gol attı. Alay ederek, boş kalelere topu bırakarak, her golden sonra bizim çocuklara “Nanik” yaparak 9 gol attı.
O gün biz bir avuç Kocaelisporlu İsmetpaşa’nın tribünlerinde ağladık. Aşağılandık, alay edildik. Kocaelispor’un evinde 9-0’lik yenilgisi günlerce ulusal medyada, ulusal televizyonlarda konuşuldu. Açıkça hakarete uğradık.
……….
Biri size yumruk atar, silah çeker, hakaret eder. Gidersiniz, hukuk yoluyla acınızı çıkartmaya çalışırsınız. Malatya’nın bize 9 gol attığı maçın hukuki bir sıkıntısı yok. Mahkemeye gidemeyiz. Ama içimizde bir yara var. İçimiz hala yanıyor bizim. Kendi biletimizi kendimiz kesmek zorundayız.
Benim bu anlattıklarımı Ertuğrul Sağlam anlamaz. Recep Durul anlamaz… Orhan Dönmez ile Osman Çakır dışında, ortalıkta “Ben Kocaelispor’un yöneticisiyim” diye dolaşanlar anlamaz. Bizim günümüz yerel spor medyasının yalamaları da anlamaz.
Ben bilirim 9 Ekim 2011 tarihinde yaşananların ne kadar acı olduğunu. Orhan Görsen bilir. Muammer Çelik, Metin Uçar, Mehmet Açık, Sarı Bedri bilir.
Rahmetli Bardakçı Ali’nin, rahmetli Demirci İbo’nun, rahmetli deve Bülent’in hala kemikleri sızlar.
Tamam, bugün Malatya’da 1-0 kazanalım, 3 puan bizim olsun, liderliği koruyalım. Ama atabiliyorsak, Malatya’ya 10 gol atalım. İçimiz soğusun.
Ben demek istiyorum ki, bugün misal maç 2-0 lehimize devam ederken, Ertuğrul Sağlam sahadan Markao’yu çıkartıp Ahmet Sağat’ı almasın. Takımı geri çekmesin.
Hatta maçın 90. dakikası oynanırken bizim takım 9-0 öndeyse ve korner kazanırsan, kalecimiz Gökhan bile rakip ceza sahasına gidip, 10. golü arasın.
Belki bir daha Malatyaspor ile Malatya’da hiç oynamayacağız.
2011’de onlar güçlüydü, bizi ezmişlerdi.
Bugün biz güçlüyüz. Bugün eğer yapabiliyorsak, biz Malatya’ya 10 gol atalım.
İnsanlar ve kurumlar karakterleri kadar değerlidir.
İnsanlar ve kurumlar, kendilerine yapılmış kasıtlı bir haksızlık, kötülük veya hakaretin hesabını sorabildikleri ölçüde onurlu kalabilirler.
Benim bir Kocaelisporlu olarak Malatya camiasına kinim, hırsım falan yok.
Ama hala unutamadığım bir haksızlığa, hakarete uğramıştık. Şimdi elimizde fırsat varken, acımızı çıkartalım.
Evet, bugün öncelikle 1-0, 2-0 falan kazanıp üç puanı cebimize koyalım.
Ama biz Kocaelispor’sak, eğer mümkünse bugün 10-0 kazanalım.
Bunu bir haftadır anlatmaya çalışıyorum.