Televizyon dizileri ve psikolojimiz…
Cemal Kaplan
Hepimizin hayatın günlük olağan akışı içinde keyif aldığı zaman dilimleri vardır. Kimi televizyon izler, kimi kitap- kahve ikilisiyle meşguldür, kimi sokağa atar kendini…
Ben de televizyon karşısında futbol maçı ve ilginç belgeselleri izlemeyi severim. Futbol maçlarındaki heyecan ve insan aklının sınırlarını zorlayan belgeseller günümün en keyifli saatleridir.
Ama bu soruyu genelimize sorsam, birçoğumuzun keyifli zaman dilimini dizi izlediği saatler oluşturuyordur.
Bu sadece ülkemizde değil, dünya genelinde böyle. Özellikle Netflix gibi portalların çıkmasıyla birlikte dizilere ilgi hayli arttı. Gözlemlediğim kadarıyla bu aralar Kore ve Türk dizileri revaçta. İnanamazsınız benim kızımda bunlardan biri, dünyanın bir ucundaki ülkelerde deli gibi Türk dizileri izleniyor. Bizim burada A kategori ünlüler listesinde olmayan birçok oyuncu Küba’da, Avustralya’da falan çok ünlü.
Kore dizileri de nitekim öyle. Bağımlıları var. Zaten Kore ve Türk dizileri içerik olarak birbirine çok benziyor. Zengin kız- fakir oğlan, patron- çalışan aşkı, imkansız aşk, dram, mağduriyet gidiyor. Bizim diziler gibi çok uzun ve bol gözyaşı vadediyorlar.
Eskiden diziler hayatın kendisiydi, şimdiki diziler yaşadığımız bu zorlu hayattan bile daha dramatik.
Senaryolarda entrikalar kol geziyor. Kötülük zirvelerde. Sanırsınız ki senaryoları şeytan lusifer yazmış. Ve kötülük karşısında mutlaka mazlum bir kişi. Kadın olur, erkek olur hiç fark etmez ama sütten çıkmış ak kaşık. Asla kötülüğe bulaşmamış, mazlum, pürü pak. Zaten biz toplum olarak mazlumları çok seviyor, sahip çıkma güdüsü besliyoruz. Bu da bizim kurban tarafımızı besliyor. Çünkü mazluma sahip çıkarken hem kurban tarafımıza şefkat göstermiş oluyor hem de kendimizi büyük görüp kibrimizi büyütüyoruz.
Bunu ben demiyorum, uzmanlar diyor. Dizi alışkanlıklarımızın psikolojik analizi bu şekilde.
Bence dizi tercihlerimiz biraz da bizim yaşama bakış açımızı da şekillendirir. Tercih ettiğimiz diziler, olmak istediğimiz yaşamın kendisidir. Dizi tercihlerimize bu gözle bakarsak belki bazı şeyleri fark edebilir, dizilere değil kendi yaşamımıza odaklanmamız gerektiğini kabul edebiliriz.
Size son bir tavsiye, hayatın gerçeğini görmek istiyorsanız Mavi Kocaeli Gazetesi’ni takip edin. Yaşamın içinde kalın, haberde kalın.
Görüşmek üzere…