Gençlerin umudu KPSS
Cemal Kaplan
Pazar günü KPSS sınavı vardı. Aylarca bu sınava girmek için çalışan insanlar yüksek puan almanın hesaplarını yaptılar. Bu sınava girenlerin arasında bizim Mavi Kocaeli Gazetesi’nin haber editörü Arif Bulut, yeğenlerim ve Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti yönetiminden Ayşe Oğuz da vardı. Hepsinin tek hedefi iyi bir puan alıp memur olmaktı.
Bir dönem TRT ekranlarında yayınlanan benimde çok sevdiğim bir dizi olan Seksenler de annenin oğluna sürekli iş bulma sürecinde telkinde bulunduğu “SSK’lı olsun, memuriyet olsun” sözleri aklıma geldi.
“Çocuğum memur olsun” beklentisi Türkiye’de uzun yıllardır süre gelen bir anlayışın ürünüdür. Büyüklerimiz eskiden bu yana memurluğu, devlet dairesine girebilmeyi, gençlerin ömürlerini rahata erdirebilmesi için çok kritik bir kazanım olarak görmektedirler. Hatta kız istemeye gidildiğinde oğlunuz memursa kızı hemen verirler, ev tutacaksan hele memursan hemen ev verirler.
Türkiye’de bu zamana kadar sayısız okul ve üniversite açılırken, lisans eğitimlerini bitiren genç nesiller Kamu Personel Seçme Sınavı’na (KPSS) tabi tutuluyor. Zaten gençliklerini okul sıralarında geçiren nesiller bu sınavda başarılı olup devlet memuru olabilmek için büyü bir mücadele veriyorlar.
**
KPSS’ye giren her Türk genci, ülkesine faydalı bir birey olmak için çaba sarf ederken, atanamayıp, gelecek yılı da bekleyebiliyor. Bu silsile böyle devam ederken, son günlerde ardı arkası kesilmeden yapılan açıklamalar, gençlerdeki umuda bir rüzgar estiriyor. Bu sert rüzgarlar KPSS’yihayatının başlangıcı olarak nitelendiren, rahat bir hayat kurmak umuduyla yanıp tutuşan gençleri derinden etkiliyor.
**
Türkiye’nin eğitim sisteminde bu zamana kadar ticaret ve başka dallar göz ardı edilirken, yapılan açıklamalarla, süregelen memuriyet sistemiyle harmanlanmış, memur olmaları için okutulmuş gençlerin başka alanlara yönelmeleri gerektiği vurgulanıyor. Bu yılki KPSS’de alınan bu kararlar ve yapılan açıklamalar, gençliğinin baharında hayat telaşesine düşmüş, kurtuluş olarak KPSS’den başka yolu olmayan bu gençleri elbette ki kötü etkiliyor.
Ülkede daha geçtiğimiz aylarda memur ataması yapılırken, yine aynı atamaların artık eskisi gibi olmayacağı, okumaktan başka bir şey yapmamış olan gençlerin illa memur olacağım dememesi ve başka dallara yönelmeleri gerektiği söyleniyor.
**
Ülkemizde adım başı eğitim fakültesi varken, eğitim fakültesinde yeni nesiller yetiştirmek amacıyla dirsek çürüten gençler varken, bu gençler atamalarla ilgili alınan tasarruf önlemleri karşısında kalakalıyor. Kutsal meslek olarak sayılan, yetiştireceği nesillerle bir ülkenin refah seviyesini büyük oranda etkileyen öğretmenlik mesleği şu an bu ülkede pek bir işe yaramıyor mu? Zaten lise okurken çabalayan, mükemmel bir umutla, iyi bir sıralamayla Eğitim Fakültelerine giren öğrenciler, dört yıl daha bu uğura çalışıyor ve yolun sonunda gardları düşmüş, zoraki yeşerttikleri umutları bir bir sönmüş olarak ortada kalıyor.
KPSS yolunda hala dirsek çürüten gençlerin gece güzel umutlarla uyuyup sabah yeni kararlarla uyanmasın lütfen…
Arif’in Ayse’nin Merve’nin Derya’nun umutlarını bir başka bahara bırakmayalım.
Görüşmek üzere...
İlk yorum yazan siz olun!