30 Ağustos Zafer Bayramı’nı coşkuyla kutladık, anma yaptık, gururlandık, saygı duyduk, saygımızı gösterdik, eğlendik de…
Gebze Meydan da, Darıca’da, Çayırova da, Dilovası’nda, yurdun dört bir yanında gençler kurtlarını döktü, düzenlenen eğlenceli konserlerde keyif yaptı.
Yeni dünya düzeninde, yeni bir nesil ve yeni bir gençlik yetişiyor, bu gençlik oldukça farklı ve sıra dışı.
Bazı alışkanlıkları var aslında çok güzel, gençler arasında ayrım yok, inanan-inanamayan ayrımı yok, memleket ayrımı yok, hatta ülke ayrımı bilmiyorlar, renk, dil, din ayrımı bilmiyorlar, hatta ve hatta cinsiyet ayrımları da yok.
Yeni dünya düzeninin gençlerini kabullenmeliyiz elbette, genç kızlarımızın kıyafet tercihleri bazı zamanlar da, ‘olmamış be kızım’ dedirtse de, ‘gençlik işte’ diyip, hoş görmek gerekebilir.
Gençlerin zaferlerden, tarihten anladığı da farklı ama biz gençlerimizin geçmişe olan saygılarından çok, geleceği nasıl kurguladıkları ile ilgileniyoruz.
Malum, tüm dünya da bir ekonomik daralma var, Rusların enerji dayatması ile birlikte Avrupa da bir darboğaz da, bizim ülkemiz de daha derin bir ekonomik sıkıntı yaşanıyor.
Ekonomik sıkıntının etkisini iş hayatında, esnaf ta, sosyal etkinlik alanlarında ve daha bir çok alanda görüyoruz ve ne yazık ki, bu sıkıntıyı en çokta anne ve babalar yaşamakta, hissetmekte, gençlerin bu sıkıntı ile alakası yok.
Çok uzağa gitmeden, kendi bulunduğumuz çevreden söz edeceğim, ofisimizin bulunduğu Gebze Tatlıkuyu da yaklaşık 2 kilometrelik bir alanda 15 civarında cafe var, bu kafeler gün boyu tıklım, tıkış dolu.
Az çok bulunduğumuz alanın kira maliyetini biliyoruz, elemanı, diğer giderleri ile bu alanda ki 15 mekanda ortalama aylık 3 milyon civarında bir gider var, karlarını da katarsak ortalama 4 milyon lira bir para harcıyor gençler, sırf bu alanda.
Sonra eğlence mekanları, gece hayatı hep tıklım, tıkış, pandemi sonrasında ki en büyük dert, eğlence mekanlarında müziğin belli saatlerle sınırlı olması kararı olmuştu.
Eeee..gençler haklı, çünkü eğlenmeye ve para harcamaya doymuyorlar.
‘Nereden geliyor bu değirmenin suyu?’ sorusunu sormayacağım, gençler bir şekilde bulup, buluşturup harcıyor, benim asıl kafama takılan ‘gençler fütursuzca harcıyor mu, yoksa harcanıyor mu?’
GEBZESİAD’ı oluşturduk, 6 aydır aktif şekilde alanımızda faaliyet gösteriyoruz, gençlerin eğitimine katkı sunmak için burs veriyor, gençlerin iş yaşamına atılması için sanayi kuruluşları, meslek odaları ile görüşüyoruz, genel sıkıntı, sanayi ve meslek kuruluşları, yetişmiş, nitelikli eleman bulamıyor.
Artık neredeyse hiçbir gencimiz, çıraklık eğitimi almıyor, meslek yüksek okullarını tercih etmiyor, meslek yüksek okul tercih edenler de, bir şekilde eğitim hayatını tamamladıktan sonra başka alanlara yöneliyor.
Çalışmaktan, üretmekten, iş gücü ortaya koymaktan, emek vermekten kaçınan bir gençlik geliyor ve bu gençlik inanılmaz harcıyor, harcanmamaları için de görev yine anne babalara düşüyor, özellikle de annelere…
Gençlerimiz harcasın, rahat etsin, eğlensin ama bu gidiş hiç hoş değil, buna bir sınır koymak gerek, aksi halde gençlerimiz çok ciddi anlamda harcanıyor ve dahası da olacak gibi…