Dostlarımız, gençliğimiz ve milletimiz ile gurur duydum
Yaşadığımız felaket çok büyük, acımız büyük, deprem şehitlerimiz var, yaralılarımız, enkaz altında canlarımız, mağdur olan milyonlar var.
Hava koşulları da ağır, hüzün, acı, ardı arkası kesilmeyen sıkıntılı durumlar söz konusu.
Eksikler de var, Devlet’in, kurumların, sorumlu şahısların eksikleri de var elbette ama ben büyük felaketin üzerinden saatler geçmişken, eksiklerden değil de, hissettiğim, şahit olduğum, gördüğüm güzel şeylerden söz etmek istiyorum, ‘dün gece ilk kez rahat uyudum’
Deprem sabahına, gelinimiz, abimin oğlu Mete’nin eşinin, ablası, eniştesi ve onların çocuklarının enkaz altında olduğu haberini alarak uyandık, haber alınamıyor, ulaşım yok, izin yok, çaresizlik, acı, ağlamalar var.
Ofise geldiğimde, Bayburt da olan Sefa Aydın’ı aradım, “abi ben döndüm, acil toplanıyoruz, bölgeye gideceğiz, nasıl gideceğiz, ne götüreceğiz, kimlerle gideceğiz. Bunları kararlaştıracağız, bekliyoruz seni de” dedi.
Sefa deprem gecesi sabaha karşı yoldan dönmüş..
Soner Saka, ofise çıkıp beni aradığında, cemiyetin ofisindeydik, çıktım.
Soner Saka ve Avukat İsmail Korkmaz ile ‘ne yapabilirizi’ konuşuyoruz.
Lojistik firması olan Saka, “ben Tır çıkartıyorum, içerisini dolduralım” dedi.
GEBZESİAD Yönetim Kurulu Üyesi de olan Saka, SİAD Başkanı Muhammed Cihad Demirtaş’ı aradı, hemen bir araya geldik.
Gazeteciler Cemiyet Başkanı Ahmet Oğuz, Sefa Aydın ve o ekipte katıldı.
Herkes dört bir koldan çalışmaya başladı.
İçimize sinen teklif Azim Uysal’dan geldi, yemek şirketi vardı, kazanları, teçhizatı, çorba-pilav ve sıcak çay için düzeneği olduğunu, derhal afet bölgesine intikal ederek, sıcak çorba ve çay dağıtalım fikri çıktı, bir yandan da tır dolmaya başladı, onlarca kişi, dernek malzeme yağdırıyordu.
Bu duyuruyu yaptıktan sonra, telefonlarda yağmaya başladı, yardım için ulaşanların yanı sıra, canım gençler, geleceğimiz, umudumuz, alnınızdan öpüyorum o ‘z kuşağı’ denilerek, küçümsenen gençler…
“Abi ne görev verilirse yapılırım, hazırım nereye geleyim” diye soran mı?, “bana da yer var mı” diye arayanı midersiniz…nereden bulursunuz numaramı, nasıl ulaştınız…
‘Öncü olarak birileri hava yolu ile gitsin’ denildi, Sabiha Gökçen’deyiz.
O nasıl bir kalabalık, mahşer yeri, uçuşlar kapalı ama çantasını kapan, koşmuş, yüzlerce genç var, bir an önce afat bölgesine ulaşmaya çalışıyorlar.
Tır’ı nasıl doldururuz derken, iki tır, iki kamyon doldu ve yola çıktı.
Sivil olarak gidilecek bir yarım otobüs, iki de özel araç var, ekibe dahil olmak isteyenler onlarca genç bekliyor, koşmuş gelmişler, bir kısmı gidebildi.
Yardım malzemelerinin toplanması için Adliye karşısında ki yerini açan Match Plaza’da ki hareketliliği gören gençler, üşüşmüşler, paketleme yapıyorlar, yükleme yapıyorlar, günün sonunda ‘siz kimsiniz’ diye sorulduğunda, ‘buradan geçiyorduk, yardım tırını gördük, yardım etmek istedik’ hay allahım siz ne güzel gençlersiniz ya…
İçlerin de lise talebesi de var, büyük abi ablalar da.
Gazeteciğiz, kendi insanı duyarlılığımız da var, çabalıyoruz ama çevrimizi de görüyoruz, Allahım ya o nasıl bir seferberlik, dernekler, tüzel kişilikler, belediyeler, kaymakamlıklar, her birinizden Allah razı olsun, çevremizde ki tüm yardım girişimlerinden haberdar oluyoruz.
Biz ne güzel bir milletin evlatlarıyız ya, Allah’ın izniyle bunu da atlatacağız.
Hemen herkes koşulsuz, beklentisiz, hesap-kitap yapmadan, bölgeye ulaşmak, bölgeye yardım ulaştırmak için çırpınıyor, çevremizden, kendimizden haberdarız da, mesleğimiz gereği bölgemizi ve daha geniş alanları da görüp, haberdar olabiliyoruz, başta gençlerimiz olmak üzere, tüm yurdum insanlarıyla gururlanıyoruz.
O ilk 48 saatlik süreçte, ben kendi çevremde üç ismi gördüm ki, söz etmeden geçemeyeceğim, Allah uzak etsin, Allah kimseyi darda bırakmasın ama ilk andan itibaren, en yakını orada, o enkazın altındaymış gibi çırpınan ve ulaşabildiği herkese ulaşıp, harekete geçiren ‘Gadamız’ Sefa Aydın, Allah ayağına taş değdirmesin kardeşim, Allah razı olsun.
BBS Lojistik sahibi olan, bugün işleri belki iyi ama dipten gelen, taksici bir babanın oğlu, kendisi de birkaç kez dibi görmüş olan Soner Saka dostum, sen ne güzel bir adamsın ya.
Bu toplumda paranın esiri olmadığını gördüğüm ender isimlerden birisi, bedenen kendini ortaya koydu, tırlarını, tüm enerjisini yardım için harcadı, Allah senden razı olsun, değerli dostum.
Genç bir iş adamı, içimizde ki en genç isim Azim, o nasıl bir Azim ya, koordine ediyor, malzeme taşıyor, ‘aşçılık da yaparım, tamirden de anlarım’ diyor, en ön safda, örnek bir gençsin kardeşim, Allah yolunu açık etsin.
Muhammed Cihad Demirtaş ve Ahmet Oğuz, başkanı oldukları kurumları harekete geçirmek içinde çırpınıyorlar ama öncelikli olarak kendileri varlar, büyük emek ortaya koydular, emeklerinize sağlık..
Vinç operatörleri, sağlık çalışanları, AFAD gönüllüsü gençler, sporcu dostlar, hangi birini sayayım ki, şahit olduğum bu tablolar, bu gençler, bu insanlar göğsümü kabarttı.
Çevremizde ki yardım çabasını da görmedim değil, her biri ayrı ayrı değerliydi, tüm şahit olduğum o samimi koşuşturmalar, bu Millet’in bir ferdi olmaktan gurur duymamı sağladı.
Allah, Ülkemize zeval vermesin, Allah birlik-beraberliğimizi bozmasın…