Üç günlük Hatay’ın Defne ve Antakya İlçelerinde ki gözlemlerimizle ilgili ilk yazımızı dün kaleme almış ve koca kentin terk edildiğini, yıkılmış binaların yanı sıra yıkılmak üzere olan ve ağır hasırlı binalar nedeni ile görüntünün ‘hayalet şehir’ olduğunu vurgulamıştık.
Hiçbir emniyet zafiyetinin olmadığı, bekçi, polis ve askerin yanı sıra özel hareket birliklerinin de yoğun şekilde bölgede bulunduğunu belirtmiştik.
Enkaz kaldırma çalışmalarının en erken üç yılda tamamlanacağını ön görmüş, burada devam eden hayata katkı sunması anlamında da bir an önce bu bölgelerde ticaretin bir şekilde başlaması gerektiğine dikkat çekmiştik.
Paranın geçmediği şehir, çünkü açık bakkal bile yok.
Defne’nın yeniden hayat bulması için büyük bir çaba harcayan Gebze Belediyesi koordinesinde ki, Darıca, Çayırova ve Dilovası Belediyemiz ile Büyükşehir Belediyemiz bu bölgede büyük işlere imza atıyor.
Hatay’ın tüm temizlik işinden sorumlu koordinatör belediye başkanı olan ZinnurBüyükgöz, bu işi oldukça sıkı tutuyor ve tüm ‘zorluklara’ rağmen temizlik işini aksatmıyor.
Temizlik önemli ama daha da önemlisi bu bölgede bir şekilde esnafın iş başı yapması, ticaretin başlamasıdır.
Sayın Büyükgöz de öyle düşünmüş olmalı ki, Gebzeli hayırseverlerle birlikte Defne de iki adet ahşap evlerden oluşan alış-veriş merkezi inşa etmiş.
150 dükkanın bulunduğu Sevgi Parkı karşısında ki Gebze Belediyesi Defne alış-veriş merkezi bir hafta gibi kısa zamanda açılış yaptı, ilk işletmeler de hizmet vermeye başladı.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın da ziyaret ettiği Defne’nin ilk ahşap evlerden oluşan alış-veriş merkezi bugün tam kapasite ile eksiksiz olarak hizmete başladı, ikincisi de Defne Otogar alanına kuruluyor, burası da 80 dükkanlı.
Orada yaşayan on binlerce depremzede ve o bölgede görev yapan emniyet güçleri ile belediye çalışanları için de büyük önem taşıyan alış-veriş merkezleri çok büyük hizmet.
Bu bölgeye kurulan sahra hastanesinde de Gebze Belediyesi katkısı çok büyük, aslında Defne’nin her köşesinde, her alanında Gebze Belediyesi’ni görmek mümkün.
Tam merkeze kurulan karargah da, ilk günlerde 300 civarında personel görev yaparken, şimdilerde 60 civarında ekip mevcut, Defne’de Gebze Belediyesi’nin temizlik araçlarını, kamyonlarını, iş makinelerini görmek mümkün.
Canla-başla çalışıyor ekip, durumundan şikayet eden, zorlama ile görevlendirme dayatması ile orada bulunan neredeyse hiç kimse yok.
Kim ne iş yapılacaksa oraya koşuyor, kimsenin iş beğenmeme ve ‘yapamam’ deme lüksü yok, öylesi bir gönülsüzlükte yok, herkes yapabileceğinin en iyisini yapmaya çalışıyor.
Kısa sürede hayata geçen ahşap alış-veriş merkezlerinin, kurulumundan, elektrik aksamı, kaynak işi ve çatı tamiri işlerinin tamamını park-bahçeler elemanları, destek hizmetleri biriminde ki isimler yaptı.
Öyle uzman aşçısı, çaycısı yok ama en iyisini yapma gayreti var.
Karargahı’n çay işine bakan Halis usta, 40 yıllık çaycı, aşçı gibi, yaptığı melemen de unutulmazdı, bence (melemen soğanlı mı, yoksa soğansız mı? Tartışmalarına da son noktayı koydu…Tabi ki soğanlııı)
Çöp toplama işini yapan ekip biraz sıkıntılı, hayatlarını riske atarak, yamulmuş, her an yıkılacak binaların arasından çöp topluyorlar ama bölge insanın bir kerecik olsun taktirini almadıkları gibi, trafikte de sıkıntı yaşıyorlar…bu durumu da yarın ki yazımızda kaleme alalım.
Bugünkü yazıyı tamamlarken şunun altını çizmeden edemem, Gebze Belediyesi Defne’de kurduğu karargah da, temizlik işi başta olmak üzere, bölgede ki görev yapan personel ve depremzedelerin yemek ve barınma ihtiyacını karşılıyor, (4 belediye birlikte), Hastane kurdu, AVM kurdu, benzer çalışmaları yapıyor ama hepsinden önemlisi, kapısını çalan her depremzedenin ihtiyacını karşılamak için büyük çaba harcıyor.
Benim bulunduğu dönemde ekibin başında yer alan Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Dinç’te, hiçbir şekilde, ‘bizde bu yok, bu bizim işimiz değil’ gibi mazeret yok.
Yeme-içme ihtiyacı, kendi deposuna bakıyor varsa hemen karşılıyor, olmadı AFAD’ı, Koordinatör Vali’yi arıyor, Gebze ile sürekli temas halindeler ve 40. Günde hala Gebze’den düzenli yardım tırları kalkıyor, bulamadığı malzemeyi, eksik olanı, ihtiyaç duyulanı, aynı gün kalkan tırlara yükletiyor.
Bazı belediyelere mozot vermek de dahil, çöp konteyneri, temizlik malzemesi, hatta bebek maması, kimin ne ihtiyacı varsa karşılamaya çalışıyor, belediyenin bütçesi, şu-bu hiçbir detaya takılmıyor, tüm imkanları zorluyor, ben eminim ki, orada bir ticaret dönse, açık mekanlar olsa Mehmet Dinç, ellerinde olmayan malzemeyi de orada ki dükkanlardan alarak, vatandaşın ihtiyacını karşılayacak, o derece duyarlı.
Sadece Mehmet Dinç değil orada belediyemiz adına bulunan her bir kardeşimiz, canla-başla çalışıyor, her birinin ayrı duyarlılığı, ayrı hikayesi var, bu hikayelerin büyük kısmını da yakın zamanda baskısını yapacağımız ‘DEPREM’ dergimizde okursunuz.
Hepsinden Allah razı olsun, Allah hepsinin yardımcısını olsun…