AK Parti ve MHP’nin meclis gündemine getirdiği sosyal medya yasasına, ‘sansür yasası’ diyenler de var.
Türkiye’nin yeni gündem maddesi bu yasa oldu.
Sosyal medya ve internet gazeteciliğini kapsayan bu yeni yasa da katıldığım yerler de var ama çok tartışılan 29. Madde ile ilgili yorumum, ‘bu yasa tamamen insanları sindirme ve baskı oluşturma yasasıdır’
Çünkü, 29. Madde’nin içeriğinde ki suç tanımı ve bu suça uygulanan cezalar zaten bizim kanunlarımız da yer alıyordu.
Yalan haberin, iftiranın, halkı alenen kin ve düşmanlığı teşvik eden yayınların suç olduğu ve bu suçların cezalandırıldığı zaten biliniyordu, ki bu suçlar kapsamında yargılanan, ceza alan, hapis yatan yüzlerce gazeteci var.
Yeni yasa ile birlikte, vatandaşın bireysel paylaşımlarına bir engel yada dikkat çekme var.
‘Küfür, hakaret, iftira, yalan beyan, yanlış bilgi bunlar hapis cezası ile cezalandırılır’ ibareleri, bu ibarelerin altının kalınca çizilmesi, ‘yorum yapmayın’, ‘fikrinizi beyan etmeyin’ yada ‘fikir beyan ederken, ucunda hapis yatmanın da olduğunu unutmayın’ türünden, aba altında soba göstermektir.
Böyle bir vurguya, böylesi bir yasaya bence hiç gerek yoktu.
Paylaşımı yapanın yanı sıra paylaşımı beğenmenin, alıntı yapmanın da suç olması yeni bir durum, 29. Madde’nin yeniliği bu olabilir.
Türkiye bu yasanın ne olup, ne olmadığını tartışırken, Cuma Hutbesi’nde bu konun gündem olması asıl alakasız olan bir durumdu.
Hoca efendi vaaz veriyor, “Allah, iftira etmeyi, yalan söylemeyi, dedikodu yapmaya yasaklar” diyip, ayetlerle bunu beslerken, şunu da ekliyordu, “Allah sosyal medyada, internet ortamında da yalan paylaşımlar da bulunan, gıybet edeni sevmez”
Yani böyle bir ortam da, camileri, imamları bu işin içine çekmesek olmazmıydı..
Ali Erbaş’ın Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan sonra bu yönde tartışmalar çokça olmakta ve ciddi rahatsızlıklar yaşanmakta, bugün ki, hutbe de çok tartışılır durumlardan birisiydi.
Çok sayıda, ‘Ali Erbaş Diyanet Başkanı olduğu sürece Cuma’ya gitmem’ diyen insan var, bu durum sorgulanması ve üzerinde düşünülmesi gereken bir durumdur.
Ve birileri hatalı, kusurlu diye yüce dinimizde kusur aramakta son derece yanlıştır.
Geçmişte yada günümüzde isimleri her kimse, görevleri her ne ise, birilerinin hatalı davranışları, yanlışları asla İslam dininin yanlışı olamaz.
Hata kusur aranacaksa, o kişilerin, bizlerin hatası, kusurudur, İslam Dini Kusursuzdur