Merhaba değerli okurlar,
Gün içerisinde herkesin bir telaşesi oluyor. Kimilerinin monoton bir hayatı varken, kimilerinin her günü farklı heyecanlarla geçiyor. Uyuyoruz, uyanıyoruz, işe veya okula gidiyoruz, çalışıyoruz, evde işlerimizi yapıyoruz, arkadaşlarımızla buluşuyoruz, evimize dönüyoruz ve dinleniyoruz. Bunların bir kısmını dışarıda bir kısmını kapalı alanlarda yapıyoruz. Ama herkesin ortak bir dinlenme anı olduğunu düşünüyorum. Dışarı çıkıp bir hava almak, arkadaşlarımızla bir çay molası vermek bizleri dinlendiren aktiviteler oluyor. Bazen de gökyüzüne bakıp farklı hayallere dalmak…
Peki gökyüzüne baktığınızda aklınıza şu soru geliyor mu; Gökyüzü Neden Mavi?
Güneşten gelen ışık aslında bilinenin aksine beyaz renge sahiptir. Beyaz renk de içerisinde birçok farklı rengi barındırmaktadır. Bu renkler sırasıyla mor, mavi, yeşil, sarı, turuncu ve kırmızıdır. Bunun gözlenebileceği en basit deney Newton’un Prizma Deneyi’dir. Bir prizmaya beyaz ışık gönderildiğinde farklı renklere kırıldığı gözlemlenmektedir. (Kocaeli Bilim Merkezinde bu deney düzeneğini inceleyebilirsiniz.) Bunlardan en büyük dalga boyuna sahip olan kırmızı, en küçük dalga boyuna sahip olanı ise mordur. (Bu bilgi aklımızda dursun.)
Dünya’ya ulaşan Güneş ışınları atmosfere girdiğinde, atmosferimizde bulunan moleküllerle etkileşmeye başlar. Bu etkileşme sonucunda da ışıkta kırılma meydana gelmektedir. Kırılma olayı gerçekleşirken büyük dalga boyuna sahip olan ışık daha az kırılmaya uğrarken, küçük dalga boyuna sahip olan ışık daha çok kırılmaya uğrar(Rayleigh Saçılması). Bir önceki paragrafta aklımızda dursun diye belirttiğim bilgiye tam olarak burada ihtiyacımız var.
Güneş’ten gelen ışığın içerisinde en büyük dalga boyuna sahip olan kırmızı ışık Rayleigh Saçılması sebebiyle atmosferimizde çok az kırılmaya uğrayıp yoluna devam ediyor, ancak en küçük dalga boyuna sahip olan mor ışık daha fazla kırılmaya uğruyor ve atmosfer içerinde daha fazla saçılmaya sebep oluyor. Bu saçılma sebebiyle de atmosferin genelinde mor ışık yoğunluğu yaşanıyor.
“Ee o zaman mor olarak görmemiz gerekmiyor mu? Hani maviydi?” diye düşünüyorsunuzdur eminim. Haklısınız... Ancak burada da şu durum işin içerisine giriyor. Güneş’ten gelen ışık mor renge göre daha fazla mavi rengi içerisinde barındırıyor. Bu sebeple yaklaşık olarak aynı dalga boyuna sahip olan mavi renk daha baskın oluyor ve gökyüzünü bu yüzden mavi olarak görüyoruz. Buna ek olarak gözümüzün biyolojik yapısı gereği, göz içerisinde bulunanreseptörlerde maviye daha duyarlı oluyor.
Bu iki sebebi birleştirdiğimizde ise gökyüzünü neden mavi gördüğümüzü açıklamış oluyoruz.
Denizlerin mavi ve Güneş’in sarı görülmesinin sebebi de aynı olaylarla açıklayabiliriz...
Sağlıklı, mutlu ve huzurlu haftalar dilerim…
“Herşeyi olabildiğince sade yapın, ama basit değil.”
Albert Einstein