Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun
Adil Tarık Özkurt
Ülkemizin Savunma Sanayii’nin en önemli kurumlarından biri olan TUSAŞ’a yapılan terör saldırısı sonucu şehit olan vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine sabırlar diliyorum. Yaralı vatandaşlarımıza da Allah acil şifalar versin.
Terörün her türlüsünü lanetliyorum.
Vatanını seven, bayrağını seven, ülkesini seven her Türk vatandaşı gibi ben de bu hafta derin üzüntü yaşadım.
Konuşulacak çok şey var…
Ancak hain terör saldırısı sonrasında TUSAŞ’ta çalışan bir mühendisimizin de korkusuzca haykırarak söylediği gibi;
“Hainlere inat daha fazla çalışacağız, daha fazla üreteceğiz!”
Yine hastanede yaralı olan bir başka mühendisimizin bizi gururlandıran sözü;
“Bir an önce düzelip işimin başına dönmek istiyorum. Kaldığım yerden daha güzel şekilde devam etmek istiyorum!”
Bu sözler çok önemli sözlerdir. Böyle bir terör saldırısı sonrasında insanlar acaba mühendislerimiz ülkeyi terk eder mi diye düşünürken, değerli mühendislerimizin böyle bir açıklama yapması ülkemizde ki her bir bireyin aslında ülkesine ne kadar bağlı olduğunu göstermektedir.
Kızabiliriz, küsebiliriz, sinirlenebiliriz, böyle de olur mu diyebiliriz…
Ama hiçbir zaman ülkemizi bırakıp gitmeyeceğiz!
Türkiye Cumhuriyeti Devlet’i bu zamana kadar çok fazla badireler atlattı, içinde ve dışında çok fazla hain ile mücadele etti.
Öyle güçlü bir devlet ve öyle güçlü bir sistem ki içerisinden ve dışarısından o kadar bitirilmeye çalışılmasına rağmen hala dimdik ayakta durmaktadır.
İşte bu sistemin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Değerli Silah Arkadaşları bugün şu sözü söyledi.
Efendiler, Yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz..
29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun…
Haftaya bilimsel yazılarımıza kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Sağlıklı, mutlu ve huzurlu haftalar dilerim.
Gençliğe Hitabe
Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin. Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.
Mustafa Kemal ATATÜRK